COVID-19 pandemisiyle birlikte çalışma hayatında hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, çalışma süresinin tespiti, iş kazası tanımı ve iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları açısından yeni hukuki tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu çalışma, uzaktan çalışmada “çalışma süresi” kavramının nasıl ölçüleceğini ve bu ölçümün iş kazası değerlendirmelerine olan etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Özellikle ev ortamında meydana gelen kazaların, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında iş kazası sayılabilmesi için gereken illiyet bağı, uzaktan çalışmada belirsizlikler doğurmaktadır. Bu kapsamda çalışmada normatif analiz yöntemi kullanılmış; Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları ışığında dijital delillerin (VPN kayıtları, log verileri, e-posta zamanları) delil niteliği tartışılmıştır. Ayrıca Uzaktan Çalışma Yönetmeliği ve 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülükleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel bulgusu, uzaktan çalışmada çalışma süresinin ispatının zorlaştığı ve bu durumun hem fazla mesai tespiti hem de iş kazası değerlendirmesi açısından sosyal güvenlik sisteminde norm boşluklarına yol açtığıdır. Bu nedenle uzaktan çalışmaya özgü hukuki tanımların ve dijital denetim mekanizmalarının daha açık düzenlenmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.
With the widespread adoption of remote working during the COVID-19 pandemic, new legal debates have emerged in relation to the measurement of working hours, the definition of occupational accidents, and occupational health and safety practices. This study aims to examine how the concept of "working time" is measured in remote work arrangements and how such measurement affects the evaluation of occupational accidents. Particularly in home-based work settings, the causal link required for recognizing an incident as an occupational accident under Law No. 5510 on Social Insurance and General Health Insurance becomes increasingly ambiguous. In this context, the study employs a normative analysis method and discusses the evidentiary value of digital records (VPN logs, login data, email timestamps) in light of decisions by the Court of Cassation and Regional Courts of Appeal. Moreover, the employer’s occupational health and safety obligations are assessed within the framework of the Remote Working Regulation and the Labor Law No. 4857. The main finding of the study is that proving working hours in remote work arrangements has become more difficult, leading to legal uncertainty in the identification of overtime work and occupational accidents. Therefore, the study emphasizes the need for clearer legal definitions and digital monitoring mechanisms specifically designed for remote working models.
Remote Work Working Time Occupational Accident Determination of Occupational Accident
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2025 |
Kabul Tarihi | 13 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 18 |