World modernization history and modern age; It has been the history and era of conflict, clashes and conflicts. This conflict is basically between the 'old' and the 'new'; In other words, this history and era is the battle of the superstitious and fatalistic tradition and the contemporary. Modernity will inevitably permeate every part of life. Therefore, religion-based tradition, sanctified tradition and traditionalized superstitions have been in direct conflict and conflict with modernity and modernization for centuries. The aim of this study is to reveal the main contexts of this modernism movement that reached the Republic, historically, socially and politically, by examining the foundations of Ottoman-Turkish modernization that started with the 1699 Treaty of Karlowitz. As a matter of fact, the modernization of Republican Turkey means being contemporary, secular, and secularism and modernity are its most significant, outstanding and distinctive features. For this reason, Ottoman-Turkish modernization has been a modernization movement open to development and progress from the very beginning, and has reached its highest point, the secular contemporary level, with the Republic of Turkey and Atatürk’s Revolutions and reforms. As a matter of fact, it is possible to see these rationality, rationality and developmental impulses, which are the origins of Turkish modernization, in its desire to constantly anticipate and adopt a social life that includes the requirements of the age and a social, political, economic and cultural characteristics compatible with them. Within the scope of the research methodology, this study adopted the qualitative research methodology, based on the deductive approach, and benefited from scientific research methods such as document analysis, content analysis, discourse analysis, grouping and comparison.
Modernization Ottoman-Turkish modernization Republic modernism
Dünya modernleşme tarihi ve modern çağ; çatışma, çarpışma ve uyuşmazlıkların tarihi ve çağı olmuştur. Bu çatışma, temel olarak ‘eski’ ile ‘yeni’ arasındadır; diğer bir deyişle, bu tarih ve çağ, -hurafeleşmiş ve kaderci- gelenek ile çağdaşın savaşıdır. Modernlik, kaçınılmaz olarak hayatın her parçasına yayılacaktır. Bu nedenle, özellikle din temelli gelenek, kutsallaştırılmış gelenek ve gelenekselleştirilmiş hurafeler, modernite ve modernleşme ile yüzyıllardır ve doğrudan çatışma ve çarpışma içerisindedir. Bu çalışmanın amacı, 1699 Karlofça Antlaşması ile başlayan Osmanlı-Türk modernleşmesinin temellerini irdeleyerek, Cumhuriyet’e varan bu modernizm hareketinin ana bağlamlarını tarihsel, sosyal ve siyasal olarak ortaya koymaktır. Nitekim Cumhuriyet Türkiye’si modernleşmesi çağa uygun, laik çağdaş olma demek olup, laiklik ve çağdaşlık onun en anlamlı, göze çarpan ve ayırt edici niteliğidir. Bu nedenle, Osmanlı-Türk modernleşmesi, en başından itibaren gelişme ve ilerlemeye açık bir çağdaşlaşma hareketi ola gelmiş olup, en üst noktası olan laik çağdaş seviyesine Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk Devrimleri ve reformları ile ulaşmıştır. Nitekim Türk modernleşmesinin kökenleri olan bu akılcılık, rasyonellik ve çağa uygun gelişme itkilerini de, onun devamlı olarak çağın gerekliliklerini ve onlarla uyumlu bir toplumsal, politik, ekonomik ve kültürel nitelikleri içeren toplumsal yaşamı öngörmesi ve benimseme arzusunda görmek mümkündür. Araştırmanın metodolojisi kapsamında bu çalışma, nitel (kalitatif) araştırma metodolojisini benimsemiş olup, tümdengelim yaklaşımını esas almış olup, doküman analizi, içerik analizi, söylem analizi, gruplandırma ve karşılaştırma gibi bilimsel araştırma yöntemlerinden yararlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 1 |