Bu makalede, İzmir’de yaşayan Alevi-Kızılbaş Tahtacı topluluklarının yerleşik hayat geçişleri hakkında belleklerinde yer etmiş anlatıların, tarihsel gerçeklik için kaynak olup olamayacağını eleştirel biçimde değerlendirmek amaçlanmıştır. Yatırların ve Yanyatır Ocağının dedesinin kerametiyle salgın hastalığın durdurulduğu yerlere ait yerleşme anlatılarından yola çıkarak, Tahtacıların İzmir’de yerleşik hayata geçmelerinde salgın hastalıkların olası etkisi, arşiv belgelerine dayanarak araştırılmıştır. Bahsi geçen salgın hastalıkların veba olabileceği tespit edilmiş fakat ilgili nüfus kayıtları araştırıldığında, İzmir’de Tahtacıların vebadan etkilendiğine dair bir bulguya ulaşılamamıştır. İzmir’e en yakın bölge olarak Söke’de Tahtacıların veba salgınından etkilendiği tespiti, birbiriyle etkileşim halinde olan Tahtacı topluluklar arasında salgın hastalık anlatısının yayılmış olabileceğini fikrini vermiştir. Bellekte yer eden salgın anlatılarının kerametle örülü olması, Tahtacıların etraflarını çevreleyen dünyayı nasıl kavramış olduğuna ilişkin ipuçları vermektedir. Ayrıca, yerleşik hayat geçişte temel etkenler olan devletin yerleşik hayat geçirme politikalarının ve ormancılıkta modernleşme girişimleriyle geleneksel tahtacılık mesleğinin sona erişinin değil de salgın hastalık ve keramete ilişkin anlatıların bellekte yer etmesi, yüzyıllardır konar göçer olarak yaşamış Tahtacıların yerleşik hayata geçirilmeyi kabul edilir bir hale getirmesinin yolu olarak okunabileceğine dikkat çekilmiştir.
Tarih Kolektif bellek Alevilik Konar göçerlik Tahtacılar İzmir Salgın hastalıklar
-
-
-
In this article, it is aimed to critically evaluate whether the narratives on the settled life transitions of the Alevi-Kızılbaş Tahtacı community living in İzmir can be a source for historical reality. Based on the narratives of settlement where the epidemic was stopped by the miracle of “yatırs” and one of the descendants of Yanyatır sacred lineage, the possible effect of epidemics on the settlement of Tahtacı community in İzmir was investigated with the help of archival documents. It has been determined that the aforementioned epidemic diseases may be a plague epidemic, but when the relevant population records were investigated, no finding could be reached that the Tahtacı community in İzmir were affected by the plague epidemic. The determination that the Tahtacı community were affected by the plague epidemic in Söke, the closest region to İzmir, gave the idea that the epidemic disease narrative might have spread among the interacting Tahtacı communities. The fact that the epidemic narratives in memory are woven with miracles gives clues about how the Tahtacı community comprehended the world around them. The sedentary life policies of the state and, the attempts of modernization in forestry brought about the end of the traditional woodworking profession are the main factors in the transition to settled life. The narratives about epidemics and miracles, rather than the main factors of settlement, remain in memory, can be read as the way for Tahtacı community, who have lived as nomads for centuries, to make settled life acceptable.
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.