İnsan toplulukları ile ilgili sosyolojik değerlendirmelerdeki farklı yaklaşımlar toplumsal gerçekliği biçimlendiren olgularla ilgili net tanımlar yapmayı güçleştirmektedir. Bu olgulardan biri de dindir. Din olgusu, geleneksel ya da mistik inanç kodlarıyla birlikte görünür ve kolektif açıdan örtülü bir talebe yönelik varlığını her zaman sürdürmektedir. Türklerin hayatında da dinin tarih boyunca ayrıcalıklı bir yeri ve konumu olmuştur. Dünya hayatının geçiciliğine inanan Türkler, ölüm ile bedenî yok oluş yolculuğunun başladığına, insan ruhu için ise böyle bir yok oluşun söz konusu olmadığına inanmıştır. Dolayısıyla, bedene yatırımın geçiciliği, ruha yapılan yatırımın ise kalıcılığı Türklerin kültüründeki değişmez özellikler arasında yer almıştır. Esasen Türklerin tarihinde gelenekselleşme olarak adlandırılan süreç, söz konusu sosyal aktördeki değişimin kendini yeniden ifade ediş biçiminden başkası değildir. Türklerin dinî tarihi konusunda bugüne kadar muhtelif çalışma ve denemelerin yapıldığı görülmektedir. Ancak konuya, nesnel, bilimsel ve sistematik yaklaşım sergileyen çalışmalar hâlâ ortaya konulabilmiş değildir. Bu çalışmada literatür taramasından hareketle, öncelikle söz konusu ihtiyaçtan hareketle dinin toplumsal gerçekliği üzerinde durulacak, ardından Türklerin dinî tarihi İslamiyet öncesi, İslamiyet sonrası ve Cumhuriyet dönemi gelişmeleri bağlamında ana hatlarıyla incelenecektir.
Making clear definitions about the phenomena that shape social reality becomes difficult in sociological evaluations of human societies. Religion is one of these phenomena. The phenomenon of religion always maintains its existence for a visible and collectively covered demand, together with traditional or mystical belief codes. Throughout history, religion has had a privileged place and position in the lives of Turks. The Turks believed that in the transience of worldly life, the journey of death and bodily annihilation began, and that there was no such annihilation for the human spirit. Therefore, in the culture of Turks, the temporality of the investment in the body and the permanence of the investment in the soul are unchangeable. This process, called traditionalization, is essentially a re-expression of the change in the social actor in question in the history of the Turks. It is seen that various studies and trials have been carried out on the religious history of the Turks until today. However, studies that show a scientific and systematic approach have not yet touched on the subject in its objective and modern sense. In this study, based on the literature review, first of all, the social reality of religion will be focused on due to the need in question. Then, the religious history of the Turks will be examined in the context of pre- Islamism, post- Islamism and Republic period developments.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 11 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 101 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.