Temeli, “varlık” felsefesine dayanan vahdet-i vücûd düşüncesi, tasavvuf anlayışının önemli kavramlarından biridir. Mutasavvıflar, mutlak güzelliğe hüsn-i mutlak erişmek için varlıkta yok olmanın sırlarını ararlar. Tecelli veya fakr olarak da adlandırılan bu hali, Hacı Bektaş-ı Veli; Allah’tan başkasını istememe, O’ndan başkasına muhtaç olmama şeklinde tanımlar; “işte ihtiyaçsızlık olgunluğu budur” diyerek bu makamı yüceltir. Buna göre, kâinatta gördüğümüz her şey Allah’ın isim ve sıfatlarının gölgesidir. Bunların gerçek varlıkları bulunmadığı için hakikatte var olan sadece Allah’tır. Nefsin mertebelerini aşarak fenafillâh makamına erişen insan-ı kâmil, Hakk’ın aynasıdır. Allah, bütün isim ve sıfatları ile ona yansır. Modern Türk Edebiyatının usta isimlerinden şair, yazar, tiyatrocu, senarist Turgay Nar, Can Ateşinde Kanatlar Mevlânâ adlı eserinde evrensel değerleri savunan farklı kültürden insanları ortak bir felsefe ekseninde Mevlana aracılığıyla buluşturur. Yazarın bunu yaparken asıl amacı da “vahdet / birlik” fikrini ortaya koymaktır. Oyunun kurgusu, Mevlana’nın Şems’i arama macerasından Allah’a ulaşmasını semboller üzerinden vermeye dayanır. Bu çalışmanın eksenini oluşturan vahdet-i vücûd düşüncesi, “ene’l hakk” dediği için asılan, yakılan Hallac-ı Mansur’un sözleri üzerinden işlenir. Feridüddin Attar, Mevlânâ, Yunus Emre, Nesimî, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal ve Kaygusuz Abdal onun bu düşüncesinden etkilenen isimlerden birkaçıdır. Bu çalışmada, Can Ateşinde Kanatlar Mevlânâ adlı oyununda Turgay Nar’ın vahdet-i v
Vahdet-i vücûd Turgay Nar Mevlânâ devir (seyr-i sülûk) Hacı Bektaş-ı Veli Hallac-ı Mansûr ene’l-hak tiyatro
Perception of the unity of existence, which is based on “ontology”, is one of the significant concepts of mysticism. Sufis search for the secrets of disappearing within the body of Existence with the purpose of reaching absolute beauty husn-i mutlak . This way, called as fate or fakr, is defined by Hacı Bektaş-ı Veli as not to ask for anything but Allah, not to be in need of anyone but Allah; and he upholds this position as “this is the maturity of not being in need”. Accordingly, everything we see in the universe is just shadow of names and adjectives of Allah. Since they do not have real existence, the only truth is Allah. Perfect human being insan-ı kâmil who reaches fenafillah by passing through stages of self nefs is the mirror of Allah that reflects all names and adjectives upon that person. One of the prominent names of Modern Turkish literature; poet, author, theatre play writer and scenarist Turgat Nar merges people having various global values ad cultures on a common philosophy ground via Mevlana in his theatre play titled Can Ateşinde Kanatlar Mevlânâ . The main purpose of the author is to reveal the perception of “vahdet / unity”. The plot of the play is based on Mevlana’s search for Şems, which reaches Allah in the end, through symbols. The perception of unity of existence, which is the main axis of this play, is treated through the statements of Hallac-ı Mansur who was burned for having said “ene’l hak”. Feridüddin Attar, Mevlânâ, Yunus Emre, Nesimî, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal and Kaygusuz Abdal are only few who were inspired by this thought of Hallac-ı Mansur. This study touches upon Turgay Nar’s approach to perception of unity and existence in his play titledCan Ateşinde Kanatlar Mevlânâ and repercussions of this perception in Islamic worldücûd düşüncesine yaklaşımı ve bu düşüncenin İslam dünyasındaki yankıları üzerinde durulacaktır.
vahdet-i vücûd Turgay Nar Mevlânâ devir (seyr-i sülûk) Hacı Bektaş-ı Veli Hallac-ı Mansûr ene’l-hak theatre
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 81 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.