Osmanlı’nın kuruluş döneminde önemli roller oynayan ve fütuvvet anlayışı üzerine teşkilatlanan tekke ve zaviyelerin, devlet tarafından temlik edilen arazilerde vakıf olarak kurulmaları teşvik edilmiştir. Böylelikle çoğu araziler şenlendirilmiş, topraklar ihyâ edilerek üretime katkı sağlanmıştır.Diğer yandan devletin güvenliğini sağlamada ileri karakollar niteliğindeki bu zaviyeler, gelen-giden yolcuları misafir etme, yemek ve diğer ihtiyaçlarını karşılayarak, gönüllerini İslam dinine ısındırmak gibi görevleri de üstlenmişlerdir. Bu vakıflar sayesinde söz konusu öğretilerin içinde şekillendiği,işlevsel bazı özelliklere göre sınıflandırılan dergâh, hangâh, âsitane şeklindeki tanımlanan mimariunsurlar şekillenmiştir. Genellikle tekke ve zaviye olarak tanımlanan bu kuruluşlardan önemli birbölümünü de Bektaşi tarikatına mensup kişilerce kurulmuş Bektaşi tekkeleri oluşturur. Bu çalışmada Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan 13.-19 Yüz yıllara tarihlenen vakfiyeler içinden tespit edilen Hacı Bektaş Veli Dergâhı ve diğer bazı Bektaşi tekkelerine ve bazı Bektaşi tarikatına mensup kişilere ait türbeler için kurulmuş yirmiye yakın vakıf ele alınmıştır. Söz konusu vakıfların kuruldukları yerler, kuruluş gayeleri, gerçekleştirdikleri hayır hizmetleri, vakıfların yönetimi, yönetimle ilgili sorunlarla, sorunların çözümüne yönelik siyasi otorite tarafından gerçekleştirilen uygulamaların tekke yönetimine yansımaları tespit edilmiştir. Söz konusu vakıflar 15.ve 19. yüzyıllar arasında başta İstanbul olmak, İzmir, Edirne, Tokat gibi şehirlerin yanı sıra günümüzde milli sınırlarımız dışında kalan Girit, Makedonya, Yunanistan, Belgrat gibi merkezlerde, Bektaşi tarikatının ileri gelenleri ve bazı Paşalar tarafından kurulmuştur. Vakıfların akarları genellikle gayrimenkul, menkul, para ve canlı hayvanlardan oluşmaktadır. Akar gelirlerinden öncelikle vakfa ait vergiler ödenerek, kalanı tekke zaviye ve türbelerin tamirine ve tekkede barınan fakir fukara ve gelip gidenlerin ihtiyaçlarına harcanmıştır. Yönetimde genellikle vakfı ilk kuran kişi mütevelli olurken, daha sonra evlatlar veya vâkıfın istediği biri ya da bir makam yer almıştır. Evladın veya tevliyetin şart edildiği kişinin neslinin kesilmesi halinde de genellikle Kırşehir’deki Hacı Bektaş Tekkesi’nde post-nişin olan veya Târîkat-i Aliyye-i Bektaşiyye’den olan bir kişiye şart kılınmıştır.
Dervish lodges tekke and monasteries zāwiyah , which played an important role in the foundation period of the Ottoman Empire, were organized on the basis of futuwwat bravery understanding and encouraged to be established as a religious endowment in the areas assigned by the state. In this way, most of the lands have been enriched and improved, as well as contributing to the production. On the other hand, these institutions, which became outposts in ensuring the security of the state,provided some other services, such as hosting travellers, catering, meeting other needs, and warming their hearts to the religion of Islam. Thanks to these endowments, the architectural elements, such as dervish convent, hangars, and hospitals, which classified according to their functional features and shaped by the teachings of the order, were appeared. An important part of these organizations, which are generally defined as tekke and zāwiyah, were established by the followers of Bektashi order. In this study, the places where the endowments in question were founded, the purposes of their establishment,the charity services they provided, their management and related issues, and the practices carried out by the political authority to solve their problems in managing the lodge, were determined.These endowments were established between the 15th and 19th centuries, especially in cities, namely Istanbul, Izmir, Edirne, Tokat, and, now foreign cities, Crete, Macedonia, Greece and Belgrade. Some of these were established by notable names in the Bektashi order and the rest by Pashas. The property of the endowments were generally consists of personal and real estates, money and animals. Their taxes were paid from the income, the rest was spent for maintenance of the lodges and shrines, and needs of the poor who shelter in lodges and stay over. Generally, the first person to set up theendowment was trustee in the management, then his/her children or some one or an authority askedby the endower. In the event that the child or the person to whom the stipulation was inserted, becameextinct, a person who is post-niche or who is from the Bektashi order is usually required in the Haci Bektashi Lodge in Kırşehir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 94 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.