Buddhism is a mystical teaching born in the north-east of India, based on the control of emotions, moral purity and universal love. Bektashism, on the other hand, is a sect that was shaped around Kalenderism in the eighteenth century and emphasised universal values such as humanity and love. Although they emerged at different dates and in different geographies, Buddhism and Bektashism share some similar symbols and meanings. Both focus on universal values deep within humanity and bring people together spiritually. In both traditions, the deer figure is a symbol of nature and natural balance. In Buddhism and Bektashism, the deer is often associated with the grace, peace and balance of nature. These figures represent the human connection with nature and the beauty of nature. In addition, the deer figure is a symbol of spiritual enlightenment in both faith traditions. In Buddhism, the deer figure is associated with the Buddha's enlightenment and spiritual journey, while in Bektashism, the deer figure represents the finding of inner balance and spiritual quest. In addition, the deer figure is associated with concepts such as peace, grace and serenity in both traditions. The deer, which is seen as a part of the spiritual quest, expresses the finding of inner balance. Within Buddhism, the deer metamorphosis is a concept that usually carries a symbolic meaning and is discussed with various interpretations in different Buddhist texts. Especially in texts about the life and teachings of the Buddha, deer are used as an important symbol. Haji Bektash Veli’s donning of the deer's underpants likewise symbolises his spiritual journey and inner transformation. Entering the deer's underwear represents the quest to get rid of worldly ties and reach spiritual peace. In our study, after giving information about the deer symbol in Buddhism, the deer metamorphosis in Buddhism will be mirrored in the similarity of the deer metamorphosis in Bektashism, and witnesses and narratives about the deer will be presented to the reader through our study.
Old Turkic Language metamorphosis deer figure Buddhism Bektashism
Budizm, Hindistan’ın kuzeydoğusunda doğmuş, duyguların kontrolü, ahlaki temizlik ve evrensel sevgi gibi temellere dayanan mistik bir öğretidir. Bektaşilik ise XIII. yüzyılda Kalenderîlik çevresinde şekillenmiş, insanlık ve sevgi gibi evrensel değerlere vurgu yapmış bir tarikattır. Her ne kadar farklı tarihlerde ve farklı coğrafyalarda ortaya çıksalar da, Budizm ve Bektaşilik bazı benzer sembolleri ve anlamları paylaşır. Her ikisi de insanlığın derinliklerindeki evrensel değerlere odaklanır ve ruhsal yönden insanları bir araya getirir. Her iki gelenekte de geyik figürü, doğanın ve doğal dengenin bir sembolüdür. Budizm ve Bektaşilikte geyik, genellikle doğanın zarafeti, huzuru ve dengesiyle ilişkilendirilir. Bu figürler, insanın doğayla olan bağlantısını ve doğanın güzelliklerini temsil eder. Ayrıca, geyik figürü her iki inanç geleneğinde de manevi aydınlanmanın bir sembolüdür. Budizm’de geyik figürü, Buda’nın aydınlanması ve manevi yolculuğu ile ilişkilendirilirken, Bektaşilikte geyik figürü, insanın içsel dengeyi bulması ve manevi arayışı temsil eder. Bunun yanı sıra, geyik figürü her iki gelenekte de huzur, zarafet ve dinginlik gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Ruhsal arayışın bir parçası olarak görülen geyik, insanın içsel dengeyi bulmasını ifade eder. Budizm içerisinde geyik metamorfozu, genellikle sembolik bir anlam taşıyan ve farklı Budist metinlerinde çeşitli yorumlarla ele alınan bir kavramdır. Özellikle Buda’nın hayatı ve öğretileriyle ilgili metinlerde geyiklerin önemli bir sembol olarak kullanıldığı görülür. Hacı Bektaş-ı Veli’nin geyik donuna girmesi de aynı şekilde manevi yolculuğunu ve içsel dönüşümünü sembolize eder. Geyik donuna girmek, dünyevi bağlardan kurtulma ve manevi huzura ulaşma arayışını temsil eder. Çalışmamızda Budizm’de karşımıza çıkan geyik sembolü hakkında bilgi verildikten sonra Budizm’deki geyik metamorfozunun Bektaşilikteki benzerliğinde ayna tutulacak, geyikle ilgili tanıklar ve anlatılar çalışmamız aracılığıyla okuyucuya sunulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eski Türk Dili (Orhun, Uygur, Karahanlı), Alevilik Bektaşilik Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 112 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.