The communication tools and digital culture created by today’s rapidly digitalising world
are insufficient especially in the transfer of certain cultural heritage to new generations. In this
context, the digitalisation of history and nature readings cannot prevent memory loss. Alevi culture is a treasure trove of peaceful discourses in terms of its cultural diversity and integrative
attitude. Failure to keep this culture alive means that peaceful discourses cannot be passed on
to future generations. Alevi spaces and centres are the most important institutionalised building
blocks of urban memory in terms of transmitting past values and cultural accumulation. With
the awareness of this responsibility, Alevi social memory and intangible cultural heritage are
kept alive and struggled against the deepening loss of social memory. The rituals and authentic
narratives performed in these places serve as a function that connects the past to the present in
the transmission of Alevi cultural heritage and memory, which are about to disappear. Alevism
has an important place in the transmission of urban memory in this province, which was
renamed Çemişgezek, Hozat, Dersim and Tunceli respectively. The rules of consent and ikrar in
the Ocak system, which is the foundation of Alevi belief, constitute the building blocks of social
welfare and social justice. The hearths and their representatives, which have the characteristics
of a school for the maturation of the individual, pass on the cultural memory of the 4 gates and
40 maqams to new generations until the age of 16. A Baba (guide, pir, murshid) belonging to
an Alevi hearth visits the Alevi Canes for whom he is responsible at least once a year and offers
a Gulbenk (prayer). During the Cem Belief Ritual, in which Baba and Ana also take part, the
community’s problems are solved through the service of ‘Drawing the Essence to the Dara’,
while the individual is spiritually purified through semah and philosophical sayings. This study
also covers the shrines/visitation centres of the Ovacık Aktaş Babas, who are affiliated to the
Şı/Şâh Ahmet (Şeyh Ahmet) Mürşit Quarry due to their role as tangible cultural heritage in
Tunceli. Using Teun A. Van Dijk’s critical discourse analysis in the methodology of the study,
the transmission of Alevi belief and philosophy to new generations and the transformations it
has undergone today are evaluated through the relationship between historical transmission and
urban memory.
Alevism and Hearths Aktaş Fathers Tunceli City Memory Tangible Cultural Heritage and Intangible Cultural Heritage Visitor Centres.
Günümüzün hızla dijitalleşen dünyasının yarattığı iletişim araçları ve dijital kültür, özellikle
belirli kültürel mirasların yeni nesillere aktarılmasında yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda tarih
ve doğa okumalarının dijitalleşmesi hafıza kaybının önüne geçememektedir. Alevi kültürü,
kültürel çeşitliliği ve bütünleştirici tavrı açısından barışçıl söylemler hazinesidir. Bu kültürün
yaşatılamaması, barışçıl söylemlerin gelecek nesillere aktarılamaması anlamına gelmektedir.
Alevi mekân ve merkezleri, geçmiş değerlerin ve kültürel birikimin aktarılması açısından
kentsel belleğin kurumsallaşmış en önemli yapı taşlarıdır. Bu sorumluluğun bilinciyle Alevi
toplumsal hafızasının ve somut olmayan kültürel mirasının canlı tutulması ve derinleşen
toplumsal hafıza kaybına karşı mücadele etmektedir. Bu mekanlarda icra edilen ritüeller,
otantik anlatılar, kaybolmaya yüz tutmuş Alevi kültürel mirasının ve belleğinin aktarımında
geçmişi bugüne bağlayan bir işlevi görmektedir. Tarihsel geçmişteki eski adının sırasıyla
Çemişgezek, Hozat, Dersim ve Tunceli adını alan bu ilde Alevilik kent belleğinin aktarımında
önemli bir yere sahiptir. Alevi inancının temeli olan Ocak sistemindeki rıza- ikrar kurallarının
toplumsal refahın ve sosyal adaletin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Bireyin olgunlaşması
açısından bir okul özelliği taşıyan Ocaklar ve onun temsilcileri kültürel hafıza olan 4 kapı 40
makam öğretisini 16 yaşına kadar yeni kuşaklara aktarırlar. Alevi ocağına mensup bir Baba
(rehber, pir, mürşit) en az yılda bir kez sorumlu olduğu Alevi Canları ziyaret eder ve Gülbenk
(dua) verir. Baba ve Ana’nın da yanında yer aldığı Cem İnanç Ritüeli’nde yapılan ‘Özünü
Dara Çekme’ hizmetiyle topluluğun sorunları çözüme bağlanırken, semah ve felsefi deyişlerle
birey ruhen arındırılmaktadır. Bu çalışma, Tunceli’deki somut kültürel miras rolü nedeniyle
Şı/Şâh Ahmet (Şeyh Ahmet) Mürşit Ocağına bağlı olan Ovacık Aktaş Babaları’nın türbe/
ziyaretgahlarını da kapsamaktadır. Çalışmanın metodolojisinde Teun A. Van Dijk’ın eleştirel
söylem analizi kullanılarak Alevi inanç ve felsefesinin yeni nesillere aktarımı ve günümüzde
geçirdiği dönüşümler tarihsel aktarım ve kentsel bellek ilişkisi üzerinden değerlendirilmiştir
Alevilik ve Ocakları Aktaş Babaları Tunceli Kent Belleği Somut Kültürel Miras ve Somut Olmayan Kültürel Miras Ziyaretgâhlar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alevilik Bektaşilik Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 113 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.