One of Hoca Ahmed Yesevî's most renowned disciples is Süleyman Bakırganî, who is also known by the title Hakîm Ata due to his wise deeds. Although his date of birth is unknown, he passed away in 582 / 1186.
The manuscript Risāle-i Ḫażret-i Ḥakīm Ata Raḥmetullāhi ʿaleyh was discovered as a result of scholarly research conducted in the village of Coş, Koşrabat District, Samarkand Province, and obtained from the Kaynar neighborhood. While the book`s title, author, and scribe are unknown, it was noted that it was copied in 1123/1711 at the Bukhara madrasa. This manuscript passed down as an inheritance from ancestors, has changed hands over five generations since 1825. The section attributed to Hakîm Ata is part of a collection whose title is unknown and whose initial pages are torn and unreadable. This section spans folios 177b to 184b.
The manuscript begins with praise to Allah and blessings upon the Prophet and continues with information about Hakîm Ata’s holiness, family, and children. According to this work, there are narratives such as Ahmed Yesevî placing Hakîm Ata on a white camel and settling at the place where the camel knelt, forgiveness of Hakîm Ata's actions after water flowed over the grave for forty years due to the wrongs he had done to his third son, Hubbi Hace.
Alongside these accounts, the manuscript also mentions that Ahmed Yesevî had 99,000 disciples (178b/17) and provides additional information, such as Hakîm Ata’s eldest son, Mahmud Hoca, and his second son, Askar Hoca, being instructed by Sheikh Carullah, the author of al-Kashshāf. While the events, individuals, and periods described in the manuscript belong to the Karakhanid era, the copying date corresponds to the Post-Classical Chagatai Period.
Interest in reading, transmitting, and publishing manuscripts on Sufism in Uzbekistan has grown significantly, especially after independence. During the Soviet era, villagers reportedly preserved manuscripts by embedding them into walls. The conscious act of donating these manuscripts to relevant institutions such as museums, institutes, and universities to facilitate their research is noteworthy. Among the manuscripts collected during our compilation efforts is Risāle-i Ḫażret-i Ḥakīm Ata Raḥmetullāhi ʿaleyh, which has not been studied previously. This work aims to provide a transcription of the manuscript, introduce information about Hakîm Ata and his family to the academic world, and contribute, even if only slightly, to future studies in the field.
Hoca Ahmed Yesevî’nin en meşhur halifelerinden biri Süleyman Bakırganî’dir; yaptıkları hikmetli işlerinden dolayı da Hakîm Ata nisbesiyle anılmaktadır. Doğum tarihi ile ilgili bilgiler olmasa da 582 / 1186 yılında vefat ettiği bilinmektedir.
Risāle-i Ḫażret-i Ḥakīm Ata Raḥmetullāhi ʿaleyh el yazması Semerkand İli Koşrabat İlçesi Coş köyüdne yapılan ilmî araştırmalar neticesinde Kaynar Mahallesinden elde edilmiştir. Kitabın adı, yazarı, müstensihi belli olmayan ancak 1123 / 1711 tarihinde Buhara medresesinde istinsah edildiği belirtilmiştir. Dedelerinden miras olarak kalan bu kitap 1825 yılından bugüne dek 5 nesil değiştirmiştir. Hakîm Ata’ya ait olan kısım adı bilinmeyen, ilk sayfaları yırtıldığından dolayı okunamaz hâle gelen bir mecmuanın içinde yer almakta ve 177b – 184b sayfaları arasındadır.
El yazması eser Allah’a hamd, peygamberimize salavat ile başlamış ve Hakîm Ata velayetleri, ailesi, çocukları hakkında bilgilerle devam etmiştir. Bu esere göre Ahmed Yesevî’nin Hakîm Ata’yı ak deveye bindirip devenin çöktüğü yere yerleşmesi; üçüncü oğlu Hubbi Hace’ye yaptıklarından dolayı mezarının üstünden kırk yıl su aktığında günahlarının affolunması gibi menkıbeler rivayet edilmektedir.
Bu bilgilerle beraber Hoca Ahmed Yesevî’nin 99 bin halifesinin (178b/17) olduğunu; Hakîm Ata’nın büyük oğlu Mahmud Hoca ve ikincisi Askar Hocalara el-Keşşâf’nı müellifi şeyh Carullah’ın talim verdiği gibi yan bilgilere de yer verilmiştir. El yazması eserde verilen bilgiler, şahsiyetler ve olayların yaşandığı dönem Karahanlı devrine ait olsa da istinsah tarihi Klasik Dönem Sonrası Çağatay Dönemi’ni göstermektedir.
Özbekistan’da tasavvuf konusundaki el yazmalarını okuma, aktarma ve yayınlama çalışmaları daha çok Bağımsızlık sonrasına ait olup bu alana olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Sovyet Dönemi’nde el yazmalarını duvarlara sıva yaparak sakladığını söyleyen köy sakinleri bulundurdukları eserleri ilgili kurumlara müzeler, enstitüler, üniversitelere vd. kurumlara bağış yaparak araştırılmasını istemesi önemli bilinçli bir harekettir. Yazmaları derleme esnasında elde ettiğimiz Risāle-i Ḫażret-i Ḥakīm Ata Raḥmetullāhi ʿaleyh bunlardan biri olup daha önce üzerinde araştırma yapılmamıştır. Çalışma söz konusu el yazması eserin transkripsiyonunu vermeyi; Hakîm Ata ve ailesi ile ilgili verileri ilim dünyasına tanıtmayı; bundan sonra yapılacak olan çalışmalara bir nebze de olsa katkıda bulunmayı amaçlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarihi Kuzey Doğu Türk Dili (Harezm, Kıpçak, Çağatay) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 28 Şubat 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 113 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.