Güneşin gökyüzündeki durumu, daha doğrusu havanın ne zaman kararıpne zaman aydınlanacağı insanoğlunun var olduğu günden itibaren üzerindedurduğu ve çözüm aradığı sorunlardan biri olmuştur. Bu yüzden zamanı belirlemekamacıyla saatler imal edilmiş ve uluslar arası anlamda ticaret, ulaşım vehaberleşme hizmetlerinin gelişmesi, saatlerin başlangıç meridyenine göre ayarlanmasızorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.İleri saat uygulaması yaz saati ve kış saati adıyla, mevsim değişikliklerinegöre saatlerin ileri ve geri alınmak suretiyle ayarlanması ilkesine dayanır. Yazsaati dönemi denilen ve nisan ayı sonu itibarıyla başlayan dönemde saatler, birsaat ileri; eylül ayının sonu itibarıyla başlayan kış saati dönemindeyse bir saatgeri alınarak gerçek saate dönülmektedir. İleri saat uygulamasının ilk denemeleriBirinci Dünya Savaşı yıllarında ve muharip Avrupa ülkelerinde yapılmıştır.Türkiye’de ise Mondros Mütarekesi sonrasında İtilâf Devletlerinin emrivakisiüzerine ve kömür tüketimini azaltmak gerekçesiyle yürürlüğe konulmuştur.Cumhuriyetin ilânından sonra bu yönde denemeler yapılmışsa da uygulamadasüreklilik sağlanamamıştır.İleri saat anlayışının kabul görmesinde savaş şartları etkili olmuştur. TıpkıBirinci Dünya Savaşı sırasında olduğu gibi, İkinci Dünya Savaşı yıllarındatasarruf gerekçesiyle muharip ülkeler saat ayarlarında değişiklik yapmışlardır.Savaşa girmemesine karşın “savaş koşullarını” derinden yaşayan Türkiye ise,1940 yılında uzun yıllar ara verdiği ileri saat uygulamasını başlatmış, 1942-1945 yılları arasında zaman bir saat ileride yaşanmıştır.
Saat ileri saat yaz saati kış saati birinci dünya savaşı ikinci dünya savaşı kömür tasarruf
Position of the sun in the sky and times of rise and down has always been a center ofattention for human beings. Man has made clocks in order to determine time of days andalso with the development of transportation, trade and communication, need to adjust thetime according to the prime meridian has arisen.Application of the day light saving time is based on adjusting clock back and forth inrespect of seasons. The day light saving time in summer is introduced at the end of Aprilby moving an hour ahead. Per contra, the day light time saving in winter is introducedat the end of September by moving an hour back. The first day light saving time hasstarted during the First World War and it was applied by the belligerent Europeanpowers. In Turkey it has been introduced and enforced by the Allied Powers after theMontreux Treaty for reducing the consumption of coal. After the proclamation of therepublic, there were certain attempts to adjust time but the continuation had not beenachieved.The acceptance of the day light saving time is affected by the conditions of war. Like theFirst World War, during the Second World War the states in the war made somechanges in time adjustments. Turkey deeply affected by the war has also started theapplication of the day light saving time in 1940.
Time Day Light Time Saving The First World War The Second World War Coal Savings
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2006 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Sayı: 15 |
Türk Kültürü İncelemeleri – Haziran 2026 Sözlü Çeviri Özel Sayısı
Çağrı Metni
Sözlü çeviri, gündelik karşılaşmalardan kurumsal etkileşimlere kadar uzanan çeşitli bağlamlarda, iki dilli ve kültürlerarası iletişimin merkezinde yer alır. Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında, dillerden biri büyük ölçüde Türkçedir ve bu uygulamalar, Türkçenin diğer dillerle etkileşiminde ortaya çıkan iletişimsel, kültürel ve toplumsal dinamikleri yansıtır.
Haziran 2026 sayımız için hazırlamakta olduğumuz bu özel sayıyla, Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarını farklı tür ve bağlamlarda inceleyen özgün araştırmaları bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmalar, sözlü çevirinin dilsel, kültürel, toplumsal ve göstergebilimsel boyutlarına disiplinlerarası bir bakış sunarak, yalnızca çeviribilim alanına değil; Türk dili, kültürü ve toplumu üzerine yapılan araştırmalara da değerli katkılar sağlayacaktır.
Bu doğrultuda, sözlü çeviri üzerine çalışan ulusal ve uluslararası akademisyenleri, araştırmacıları ve alanda aktif profesyonelleri, Haziran 2026 sayımıza katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Özel sayıya, Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında iletişim süreçlerinin, rollerin ve çeviri uygulamalarının nasıl şekillendiğini tartışan kuramsal veya uygulamalı çalışmalarla katkı sunabilirsiniz.
Araştırma konularının, aşağıdaki temalar çerçevesinde tasarlanması önerilmektedir; ancak farklı yaklaşımlar ve konular da değerlendirmeye alınacaktır.
-Sözlü çeviri ortamlarında Türkçenin söylem yapıları ve etkileşimsel stratejileri,
-Mahkeme, hastane, okul gibi kamusal hizmet alanlarında yürütülen sözlü çeviri pratikleri,
-Andaş ve ardıl çeviride, Türkçeye özgü zorluklar ve stratejiler,
-Göç, azınlıklar ve çokdillilik bağlamında sözlü çeviri uygulamaları,
-Sözlü çeviri eğitimi ve öğretiminde dilsel ve kültürel boyutlar,
- Çeviri etiği ve profesyonel normların Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarına etkisi,
-Teknoloji destekli sözlü çeviri araçlarının kullanımı,
-Toplumsal kriz, afet ve acil durumlarda sözlü çevirmenin rolü.
Önemli Notlar:
Özel sayıya gönderilecek makaleler için son teslim tarihi 15 Mart 2026 olarak belirlenmiştir.
Yazıların künye bilgileri, dipnot sistemi ve kaynakça gösterim şekli internet sayfamızda bulunan makale yazım şablonuna göre hazırlanacaktır.
Call for Papers
Turkish Cultural Studies – June 2026 Special Issue on Interpreting Studies
Interpreting occupies a central position in bilingual and intercultural communication across a wide range of contexts, from everyday encounters to institutional interactions. In interpreting settings in Turkey, one of the working languages is predominantly Turkish, and these practices reflect the communicative, cultural, and social dynamics that emerge through the interaction of Turkish with other languages.
With this special issue, scheduled for publication in June 2026, we aim to bring together original studies that explore interpreting practices in Turkey across diverse genres and contexts. Adopting an interdisciplinary perspective on the linguistic, cultural, social, and semiotic dimensions of interpreting, these contributions will provide valuable insights not only for the field of Translation and Interpreting Studies but also for research on Turkish language, culture, and society.
In this regard, we invite national and international scholars, researchers, and professionals working in the field of interpreting to contribute to our June 2026 issue. Submissions may include theoretical or applied studies that examine how communicative processes, roles, and interpreting practices are shaped within interpreting settings in Turkey.
Suggested, though not exclusive, areas of research include the following themes; alternative approaches and topics will also be considered.
-Discourse structures and interactional strategies of Turkish in interpreting settings,
-Interpreting practices in public service domains such as courts, hospitals, and schools,
-Turkish-specific challenges and strategies in simultaneous and consecutive interpreting,
-Interpreting practices in the context of migration, minority communities, and multilingualism,
-Linguistic and cultural dimensions in interpreter training and education,
-Translation ethics and the impact of professional norms on interpreting practices in Turkey,
-Use of technology-assisted interpreting tools,
-The role of interpreters in social crises, disasters, and emergency situations.
Important Notes:
The deadline for submitting articles to the special issue is March 15, 2026.
The article's citation information, footnote system, and bibliography format will be prepared according to the article writing template available on our website.