Transhümanizm genellikle posthümanizm ile karıştırılan, futurizm olarak da bilinen, insanın fiziksel kusurlarının giderilmesi, bilişsel yeteneklerinin artırılması, genetik mükemmeliyetçilik (hastalıklardan arınma, kusursuz genler vb.) gibi amaçlarla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir görüştür. Transhümanizm, insan bedeninin teknolojiyle donatılması, bu yolla insanın geliştirilmesi, insan beyninin içeriğini makinelere yüklenmesi, genetik manipülasyon, ektoparazit (yapay rahimler), nanoteknoloji, biyoteknolojik implantlar, evrensel gözetim, klonlama, yaşam uzatma teknoterapileri aracılığıyla ölümsüzlük arayışı gibi durumları içeren çok geniş bir kavramdır. Günümüz ve sonrası için, temel bilgisayar cihazlarından robotlara, antropomorfik robotlardan (androidler) ve teknolojinin implant edildiği insanlara (saybörgler) kadar uzanan çok uzun bir gelişme süreci mevcuttur. Transhümanizmin kökenleri teoloji, okültizm ve evrime kadar dayanır. Bilimsel olarak, yapay zeka, biyonik, kriyonik, sanal gerçeklik, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlarla doğrudan ilintilidir. Genel bir ifadeyle aslında, insanlık tür olarak posthüman olma yolunda ilerlemektedir. Örneğin, dişlere yapılan metal dolgular, kol ya da bacağa takılan implantlar, yapay dudak, amputasyon sonrası yapay uzuv sahibi olmak aslında posthüman olma yolunda ilerlendiğinin açık bir göstergesidir. Transhümanizm, büyüleyici, akıl almaz, ilginç gibi görünse de kurgusal olan yapımlar (fantastik edebiyat, bilim kurgu sineması vb.) nedeniyle bu teknolojilerin bize korkutucu gelmesi son derece normaldir. Örneğin, saybörg benzeri implantlar vücutta hoş karşılanmaz ancak; felçli kalma, uzuvları kaybetme durumunda ya da yakın akrabanın beyin hasarı ile doğmuş olması gibbi durumlarda, bu teknolojiler hayati olacaktır. Bu çalışmada, bilim ışığında, sanat alanı çerçevesinde, edebiyat, sinema, diziler ve video oyunlar gibi spekütalkif anlatılar üzerinden, posthüman ve transhüman kavramları incelenmiştir. Gen mühendislerinin, süper insanüstü yeteneklere sahip yeni bir postinsan türünü yeniden tasarlama çabaları, sanal gerçeklikle simülasyon sayesinde mükemmel zevklerle dolu bir ölümsüz yaşam yaratma çabaları, yaşamın yapay formları yaratılma çalışmaları, maddeyi tamamen kontrol edecek teknoloji elde etme çabaları gibi kurgusal yaratımlar mercek altına alınmıştır. Edebiyatta, sinemada kısacası sanatta, geçmişten bugüne, homunculus, Robocop (OCP Crime Prevention Unit 001), replicantlar (Androidler Elektirikli koyun düşler mi?) ve Upgrade (çip teknolojisi) gibi kurgusal karakterler üzerinden günümüzde bize artık uzak görünmeyen teknolojilerinin sanatsal okumaları yapılmış, ayrıca, Black Mirror türevi diziler; Cyberpunk 2077 gibi öncü oyunlar mercek altına alınmıştır. Bu çalışmada, örnekler üzerinden, bilim ve sanatın karşılıklı etkileşiminin gözler önüne serilmesi amaçlanmıştır.
Transhumanism is an international viewpoint often confused with posthumanism and also known as futurism. It advocates the use of technology and science to overcome human physical limitations, enhance cognitive abilities, and pursue genetic perfectionism (such as disease eradication, flawless genes, etc.). Transhumanism is a broad concept that includes equipping the human body with technology to improve humans, uploading the contents of the human brain into machines, genetic manipulation, ectogenesis (artificial wombs), nanotechnology, biotechnological implants, omnipresent surveillance, cloning, and the quest for immortality through life-extension techno-therapies. There is a very long progression from basic computing devices to robots, from anthropomorphic robots (androids) to humans implanted with technology (cyborgs) for the present and future. The roots of transhumanism extend to theology, occultism, and evolution. Scientifically, it is directly related to fields such as artificial intelligence, bionics, cryonics, virtual reality, biotechnology, and nanotechnology. In general terms, humanity as a species is actually moving toward becoming posthuman. For example, metal fillings in teeth, implants in arms or legs, artificial lips, and prosthetic limbs after amputation clearly indicate progress toward posthuman status. Although transhumanism may seem fascinating, unbelievable, or interesting, it is perfectly normal that these technologies feel frightening to us due to their portrayal in fictional works (fantasy literature, science fiction cinema, etc.). For instance, cyborg-like implants might be socially unwelcome, but in cases such as paralysis, limb loss, or having a close relative born with brain damage, these technologies would be life-saving. In this study, under the light of science and within the framework of the arts, posthuman and transhuman concepts have been examined through speculative narratives such as literature, cinema, TV series, and video games. Fictional creations including genetic engineers’ efforts to redesign a new posthuman species with superhuman abilities, attempts to create an immortal life filled with perfect pleasures through virtual reality and simulation, efforts to create artificial forms of life, and the pursuit of technology that can fully control matter have been scrutinized. In literature, cinema, and art, artistic readings of technologies that no longer seem distant to us today have been made through fictional characters such as the homunculus, Robocop (OCP Crime Prevention Unit 001), replicants (Do Androids Dream of Electric Sheep?), and Upgrade (chip technology). Additionally, series like Black Mirror and pioneering games such as Cyberpunk 2077 have been examined. This study aims to reveal the reciprocal interaction between science and art through these examples.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Yapay Zeka (Diğer) |
| Bölüm | Haziran 2025 |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 22 Ağustos 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 17 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 2 Sayı: 1 |