Yapıların silinen ve yeniden yazılan belleği aslında toplumun kültürel kimliğidir. Yani bize aittir.
Geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan, yaşanmışlık izlerinin tümü yapıların palimpseste uğramış
hafızasıdır. Palimpsest, teknik bir terim olmasına rağmen yüklendiği anlam bakımından eski ve
yeninin iç içe geçmesi, izlerin tümüyle aradan çekilmemesi, bir anlamda iki ruhun bir bedende hayat
bulması olarak yorumlandığından tıpkı bir bellek gibi tanımlanmakta ve yeni bir deyime dönüşerek
birçok alanda söz konusu belleği tanımlamak için kullanılmaktadır. Yeniden kullanım, mekansal
kullanımın dönüşümüyle ifadesini bulur. Bu bakımdan, dönüştürülen mekanlar ile palimpsest arasında
zaman-mekan, anlam ve iletişim anlayışı açısından benzerlikler bulunmaktadır. Gelişim ve değişim
içerisinde olan toplumsal yapının, yeni biçimsel oluşumları izlemesi, farklı anlayış ve kültüre sahip
kullanıcılar, farklı koşul ve gereksinimler, çevre standartları, yapı standardı ve mekânsal düzende
değişimler ve gelişimler meydana getirmektedir. Yeniden kullanımda mekanın niteliği öncelik
kazanmakta, işlevsel eskimenin yanında fiziksel eskimenin de olduğu durumlarda zaman, mekan ve
yaşam izleri korunarak, mekanda karşıt bir anlatım dili kullanılarak malzeme ve yapım tekniği ile
eski-yeni kontrastlığı yaratmak aslında birer palimpsesttir. Günümüzde dönüştürülen mekanlar için
palimpsest tanımı mekanın ve İstanbul gibi kentlerde üst üste yazılıp silinen ve kurulabilen belleği ile
palimpsest ifadesi karşımıza çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2019 |
Kabul Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 2 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)