Sinema filmlerinde belleğin inşasında iki yol izlenir. İlk olarak iktidarlar kendi mevcudiyetlerinin devamı için sinemayı ideolojik bir bellek yaratma aracı olarak kullanırlar. Buna göre geçmişin temize çekilmesinde, travmatik geçmişin yok sayılmasında ve kurgulanmış gerçekliğin inşa edilmesinde sinema önemli bir araçtır. Özellikle negatif bir geçmişe sahip olan ülkelerin iktidarları travmatik geçmişleri yok sayma noktasında toplumsal belleği yeniden inşa ederler. Bu bakımdan geçmiş, bellekte olduğu gibi kalmaz, sürekli olarak kurgulanır. İkinci olarak sinema, iktidarların unutturma politikalarına karşın güçlü bir bellek oluşturma ve geçmişe tanıklık sağlama aracıdır. Özellikle travmatize durumların filmlerde ele alınması sinemayı geçmişle hesaplaşma, yüzleşme ve tanıklık etme mekânına dönüştürür. Bu bakımdan bellek, bir mücadele alanıdır. Bu çalışmada, Şilili yönetmen Pablo Larrain’in Pinochet dönemini ele alan ve sinema tarihine Pinochet üçlemesi olarak geçen Tony Manero (2008), Post Mortem (2010) ve No (2012) filmleriyle Şili’nin travmatik geçmiş bilgisini nasıl inşa ettiği ve toplumsal belleğin oluşumuna nasıl katkıda bulunduğu teorik bir çerçevede tartışılmaktadır. Bu çerçevede filmlerin, resmi tarihi olumlayan ve geçmiş bilgisini pekiştiren bir anlayışın aksine Şili’nin darbe sonucunda yaşanan sancılı dönemlerinin insan ve toplum üzerindeki etkisini sorgulayarak resmi tarih söylemlerinin dışında bir karşı söylem pratiği geliştirdiği tespit edilmiştir. Bu filmlerle alternatif bir hatırlama ve geçmişle hesaplaşma biçimi ortaya koyan Larrain, ülkesinde yaşanan travmatize durumun bir daha yaşanmaması ve unutulmaması adına sinemayı etkili bir bellek mekânı olarak kullanmıştır.
Two ways are followed in the construction of memory in cinema. First, governments use cinema as a means of creating an ideological memory for the continuation of their existence. Accordingly, cinema is an important tool in the clearing the past, ignoring the traumatic past and constructing the fictionalized reality. Especially the powers of countries with a negative past rebuild social memory to ignore traumatic past. In this respect, the past does not remain as it in memory; it is constantly constructed. Secondly, cinema is a tool of creating a strong memory and witnessing the past, despite the policies of the powers to efface. The handling of traumatized situations in films turns cinema into a space of reckoning, confronting and witnessing the past. In this respect, memory is a challenge. In this study, Chilean director Pablo Larrain’s films that Tony Manero (2008), Post Mortem (2010) and No (2012) which knowns as Pinochet trilogy in history of cinema, analyzed in terms of how constructs Chile’s traumatic past knowledge and contributes to create social memory. In this context, it has been determined that contrary to an understanding that affirms the official history and reinforces the knowledge of the past; the films have developed a counter-discourse practice outside the official historical discourses by questioning the effects of the painful periods because of a coup in Chile on people and society. Presenting an alternative way of remembering and reckoning with the past with these films, Larrain used cinema as an effective memory space in order not to experience and forget the traumatized situation in his country.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2021 |
Kabul Tarihi | 4 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 3 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)