Bu araştırma, fotoğraf sanatçısı Spencer Tunick’in, Kovid-19 pandemisinin en zorlu geçen 2020 yılının karantina döneminde gerçekleştirdiği “Stay Apart Together” projesine odaklanmaktadır. Kamusal alanlarda, çok sayıda insanın katılımıyla gerçekleştirdiği nü beden enstalasyonları ile bilinen Tunick bu projede, evde kalma zorunluluğu nedeniyle dünyanın farklı bölgelerinde karantinada olan katılımcıları çevrimiçi konferans platformları aracılığıyla bir araya getirmiştir. Katılımcılar, sanatçının yönlendirmeleri doğrultusunda kendi kameralarına poz vermişlerdir. Farklı sayılarda insanın katılımıyla kurgulanan ekran görüntüleri Tunick tarafından alınmış ve birer fotoğraf olarak sergilenmiştir. Bu projede, katılımcıların çıplak bedenlerinin yanı sıra; evleri, yaşadıkları oda, kullandıkları eşyalar da çevrimiçi olarak görüntüye dahil olmaktadır. Dolayısıyla bu proje “özel” ve “kamusal” kavramlarını sanatsal çerçevede değerlendirmeye olanak sağlamaktadır. Bu açıdan proje, mahremiyetin sanat nesnesine dönüştüğü bir pratik olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, “Stay Apart Together”projesi, sanat eserinin bir parçası olmanın olumlu etkilerini açığa çıkarmaktadır. Bu anlamda araştırmada, küresel ve ölümcül bir salgın sırasında gerçekleştirilen sanatsal bir buluşmanın, karantinada olan insanlar ve proje kapsamında ortaya çıkan fotoğraflara bakan izleyiciler üzerindeki sosyolojik ve psikolojik etkileri incelenmiştir. Sanatsal yaratımın bir parçası olma durumu “karantina ve sanat” birlikteliği bağlamında ele alınmıştır. Bu bağlamda dijital dünyada gerçekleştirilen nü proje “Stay Apart Together” kapsamında sergilenen fotoğraflar, insanlar arası kolektivizme katkı sağlayan sanatsal formlar olarak değerlendirilmiştir.
This study focuses on the “Stay Apart Together” project, which was carried out by photographer Spencer Tunick during the self-isolation period of 2020, which was the most difficult year of the Covid-19 pandemic. Known for his nude body installations in public spaces with the participation of many people, Tunick brought together the participants, who were in quarantine in different parts of the world due to the necessity of staying at home, through online conference platforms in this project. The participants posed for their own cameras in line with the directions of the artist. Screenshots of the display windows formed with the participation of different numbers of people were taken by Tunick and these were exhibited as photographs. In this project, in addition to the naked bodies of the participants; their houses, the room they live in and their belongings are also included in the image. Therefore, this project form a basis to evaluate the concepts of "private" and "public" in an artistic framework. In this respect, the project has been considered as a practice in which privacy is transformed into an art object. In addition, the “Stay Apart Together” reveals the positive effects of being a part of art. In this sense, the sociological and psychological effects of an online meeting for art held during a global and deadly epidemic both on people in quarantine and the audience were examined in this study. Being a part of artistic creation is discussed in the context of "self-isolation and art". In this regard, the photographs exhibited within the scope of the nude project “Stay Apart Together” realized in the digital world were evaluated as artistic forms that contribute to "inter-human collectivism".
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 20 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 3 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)