Bu araştırma, akademisyenlerin serbest zamanlarında sıkılma algıları ile sosyal dahil olma düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, çeşitli değişkenlere göre akademisyenlerin serbest zaman sıkılma algısı düzeyleri ve sosyal dahil olma düzeylerini karşılaştırılması da hedeflenmektedir. Çalışmada ilişkisel tarama modeli ve kolayda örnekleme yöntemi kullanılmış olup çalışma grubu, çeşitli üniversitelerde görev yapan ve bilgileri Yüksek Öğretim Kurumu bilgi panelinde yer alan 403 (Ortyaş = 41.15 ± 11.27) akademisyenden oluşturulmuştur. Katılımcılara "Serbest Zaman Sıkılma Algısı Ölçeği (SZSAÖ)" ve "Sosyal Dahil Olma Ölçeği (SDOÖ)" uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi için tanımlayıcı istatistikler, çarpıklık ve basıklık testleri, MANOVA, ANOVA ve Pearson korelasyon analizi yöntemleri kullanılmıştır. MANOVA sonuçlarına göre, cinsiyet değişkeninin "SZSAÖ"nin "doyumsuzluk" ve "sıkılma" alt boyutlarında katılımcıların ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p< .05). Görev yapılan üniversite türü değişkenine göre yapılan analiz sonuçları da katılımcıların "SZSAÖ"nin "doyumsuzluk" alt boyutu ortalama puanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğunu göstermiştir (p< .05). Katılımcıların "SZSAÖ" ve "SDOÖ" ortalama puanları akademik unvan değişkenine göre incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p> .05). Ayrıca, serbest zaman aktivitelerine katılım durumu değişkenine göre yapılan analiz sonuçları, "SZSAÖ"nin "sıkılma" ve "SDOÖ"nün tüm alt boyutlarında katılımcıların ortalama puanlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir (p< .01). Sonuç olarak, akademisyenlerde serbest zaman sıkılma algısı ile sosyal dahil olma düzeyi arasında istatistiksel olarak negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bu durum, serbest zaman sıkılma algısının azaldıkça sosyal dahil olmanın arttığını göstermektedir.
Serbest zaman serbest zamanda sıkılma algısı sosyal dahil olma
This study was conducted to examine the relationship between academics' perceptions of boredom during their leisure time and their levels of social inclusion. Additionally, it aims to compare academics' levels of boredom during leisure time and social inclusion levels according to various variables. The study employed a relational survey model and convenience sampling method, with a study group consisting of 403 academics working at various universities and whose information is available in the Higher Education Information System panel (Mean Age = 41.15 ± 11.27). Participants were administered the "Leisure Boredom Scale (LBS)" and the "Social Inclusion Scale (SIS)". Descriptive statistics, skewness and kurtosis tests, MANOVA, ANOVA, and Pearson correlation analysis methods were used for data analysis. According to the MANOVA results, there was a statistically significant difference in the average scores of participants in the "LBS" "discontent" and "boredom" sub-dimensions based on the gender variable (p< .05). Analysis results based on the type of university where the participants work also showed a statistically significant difference in the average scores of the "LBS" "discontent" sub-dimension (p< .05). When the average scores of participants in the "LBS" and "SIS" were examined based on the academic title variable, no statistically significant difference was found (p> .05). Additionally, the analysis results based on the participation status in leisure time activities indicated statistically significant differences in the average scores of participants in the "LBS" "boredom" and "SIS" sub-dimensions (p< .01). In conclusion, a statistically significant negative relationship was identified between leisure time boredom perception and social inclusion level among academics. This suggests that as leisure time boredom perception decreases, social inclusion increases.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Spor ve Rekreasyon |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |