Küreselleşmeyle birlikte dünya ölçeğinde yaşanan kültürel boyuttaki “aynılaşma” ve Batı’nın kendi dışındaki ülkelere çeşitli yollarla uyguladığı denetim, tek/Batı boyutlu dünya düzeninin meşruluğunu ve sürekliliğini sağlamaktadır. Bu doğrultuda, Batı kendi içinde ve dışındaki ülkelere iki farklı uygulama sergilemekte ve Batı’nın bu ikili tavrı, eğitim alanında da görülmektedir. Başka bir deyişle, Batı’da, özellikle Avrupa Birliği’nde, ortak bir eğitim politikası benimsenmemekte ve her ülke kendi kültürel ve ulusal değerlerine göre biçimlenmiş bir eğitim sürdürerek kendi coğrafyasının kültürel değerlerini, varlığını korumaktadır. Oysa Avrupa kültürünün temellendiği Batı coğrafyasının nesne odaklı ve ilişki-bağlam bağımsız düşünce sistemine uygun bir eğitimin aktarıldığı diğer ülkelerde Batı’nın değer sistemine odaklanan bir toplumsallaşma süreci yaşanmaktadır. Ülkemiz de adaylık sürecinde politikalarını AB politikalarına uyumlaştırarak biçimlendirmektedir. Ayrıca, Batı kaynaklı şehir planlama, ontolojik özellikleri gereği kapitalist ideolojiyi mekanda somutlaştırmakta ve bu doğrultuda kentler öncelikle-sadece ekonomik bir bütünlük olarak görülmektedir. Bu çerçevede makalede, kendi kültürümüz bağlamında varlığımızı koruyabilmek için ülkemizin eğitim ve mekansal politikalarının dayanağının ne olması gerektiği üzerine bir tartışma yapılacak ve öneriler geliştirilecektir.
“Becoming identical” in the cultural dimension on a world scale accompanied by globalization and the control that the West carries out on other countries in diverse manners enable the legitimacy and the continuity of the one/Western dimensional world order. Accordingly, the West displays two diverse practices within and outside its boundaries and this dual attitude of the West is also observed in the educational field. In other words, in the West, and especially within the European Union, a common education policy is not adopted, and keeping an education system formed according to its cultural and national values, each country manages to preserve the cultural values and existence of its particular geography. However, the other countries that adapt an educational system appropriate to object-oriented and relation-context independent thinking of the Western geography as the basis of the European culture experience a socialization process focused on the Western values. Turkey, as well, structures its policies in line with those of the EU during its candidature. Moreover, urban planning of West origin, in line with its ontological characteristics actualizes capitalist ideology in space and in this context the cities are seen only and primarily as an economic entity. Within this framework, the article discusses what should be the basis of the educational and spatial policies of Turkey in order to preserve its existence in the context of its culture and develops further suggestions.
Diğer ID | JA39FB65GU |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 3 Sayı: 6 |