Bu araştırmada, laiklik ilkesine bağlı iki farklı ülkede, başörtüsüyle ulusal meclislere ilk kez seçilen iki kadın siyasetçinin, bu ülkelerin ulusal yazılı medyalarında nasıl görüldüklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, örnek olay araştırması şeklinde tasarlanmış, Türkiye’den Merve Kavakcı’nın 1999’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilmesi ve Amerika Birleşik Devletleri’nden Ilhan Omar’ın 2018’de Senatör seçilmesi ardından bu olayların her iki ülkenin ulusal yazılı medyalarına yansımaları örnek olay öğeleri olarak ele alınmıştır. Dolayısıyla, Merve Kavakcı ve Ilhan Omar olayları araştırmanın sınırlarını oluşturmaktadır. Araştırma kapsamındaki, her iki ülkenin ulusal yazılı medyalarında yer alan haberler belge incelemesi yöntemiyle incelenmiştir. Aynı zamanda, günümüz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partilerin önde gelen bazı üyeleriyle görüşmeler yapılarak, Merve Kavakcı ve başörtüsüyle siyaset konularındaki görüşlerine başvurulmuştur. Belge incelemesi ve görüşme yöntemleriyle ulaşılan veriler, belirlenen tema ve kodlara göre organize edilerek içerik analizi tekniğiyle çözümlenmiştir. Kodlamalarda ve bulguların görselleştirilmesinde nitel analizler için geliştirilen, Maxqda Programı’ndan yararlanılmıştır. Sonuçta, Merve Kavakcı olayının Türk ulusal yazılı medyasında ağırlıklı olarak laiklik ilkesine aykırılık, karşı devrimcilik, kışkırtma, Amerikan ajanlığı şeklinde; Ilhan Omar olayının ise, Amerikan ulusal yazılı medyasında ağırlıklı olarak ırk/siyahi, Müslüman kadın ve mülteci kavramları üzerinden görüldüğü anlaşılmıştır. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, halihazırda siyaset yapan partilerin önde gelen üyelerinin, kadınların başörtüleriyle Mecliste siyaset yapabilmeleri konusuna 1999 Merve Kavakcı olayına göre daha ılımlı yaklaştıkları tespit edilmiştir.
In this research, it is aimed to determine how the two female politicians, who were elected for the first time in national assemblies with headscarves, were seen in the national print media of these countries in two different countries that adhere to the principle of secularism. The research was designed as a case study. Following the election of Merve Kavakçı from Turkey to the Turkish Grand National Assembly in 1999 and the election of Ilhan Omar from the United States as a Senator in 2018, the reflections of these events on the national written media of both countries are handled as case study items. Therefore, the events of Merve Kavakcı and Ilhan Omar constitute the limits of the research. Within the scope of the research, the news in the national written media of both countries was examined by document analysis method. At the same time, some of the prominent members of the political parties that have a group in today’s Turkish Grand National Assembly were interviewed and their views on politics with the headscarf and Merve Kavakçı were sought. The data obtained by document analysis and interview methods were organized according to the determined themes and codes and analyzed by content analysis technique. The Maxqda Program, which was developed for qualitative analysis, was used in coding and visualization of the findings. As a result, the Merve Kavakçı incident was seen in the Turkish national print media as a violation of the principle of secularism, counter-revolution, provocation, and American spying. The Ilhan Omar incident was seen in the American national print media mainly through the concepts of race, Muslim women, and refugees. Again, it was determined that the leading members of the political parties in the Turkish Grand National Assembly were more approachable to women’s ability to engage in politics with their headscarves compared to the 1999 Merve Kavakçı incident.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |