Modern bireyciliğin gelişmesinde Batı’nın düşünce geleneği önemli bir
rol oynamıştır. Bu geleneğin Rönesans, sanayileşme, on dokuzuncu yüzyılda
gelişen kentleşme ve mimari hareket, Protestanlık gibi birçok seküler ve dini
kaynakları olmuştur. Güvensizlik ve can sıkıntısı hastalığına yakalanmış bir
toplumda insanlar özel alana daha çok önem vererek, kendi kendilerine yeten
bireyler olmayı hedeflemişlerdir. Giderek yalnızlaşan ve duyarlılık düzeyi
azalan insanlar diğer insanlarla ilişkilerinde ihtiyatla yaklaşmaya
başlamışlardır. Bu durum da sahici ilişkilerin oluşmasını engellemiş ve
insanları mutsuzlaştırmıştır. Bu çalışmada Avusturya’lı yönetmen Michael
Haneke’nin “kent üçlemesi” filmlerinden biri olan Yedinci
Kıta filmi bireyciliğin, aile, mahremiyet, din, kent bağlamında
tartışılmıştır. Ayrıca filmin bu bağlamları ile birlikte Modern bireyciliğin
mitlerinden biri sayılan Robinson Crusoe metni ile karşılaştırmalı bir okuması
yapılmıştır. Haneke, bu filminde Batı’nın refah içerisinde yaşayan
toplumlarının mutsuz hayatlarından esinlenmiştir. Bu filmden bireyciliğin
insanları yalnızlaştırdığı ve duyarlılık düzeylerini azalttığı sonucu
çıkarılmıştır.
Sinema ve Kent Modern bireycilik Protestanlık Mahremiyet Michael Haneke Yedinci Kıta
Western tradition has played an important role in the development of modern individualism. This custom had several secular and religious sources as the Renaissance, industrilization, Protestantism and the movement of architecture and the urbanisation that developed in the nineteenth century. In the society that got the sickness of feelings insecurity and boredom people have aimed to be self sufficient individuals by giving more importance to private sphere. The people who are getting lonelier and less sensitive have started to approach with caution to their relations with the other people. This situation has hindered development of real relations and has made people unhappy, too. In this study, The Seventh Continent, which is one of “the trilogy films of urban”, by Austrian director Michael Haneke are discussed in the context of family, privacy, commodity fetishism, religion, urban, in relation to individualism. In addition, in these contexts the film’s comparative analysis with the Robinson Crusoe text , one of the myths of modern individualism, were done. In this film, Haneke was inspired by the unhappy lives at the western societies that live in prosperity. It was found out that individualism made people isolated and decreased their sensitiveness from these films.
Cinema and Urban Modern individualism Protestanism Privacy Michael Haneke The Seventh Continent Robinson Crusoe Commodity Fetishism Alienation
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 9 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 5 |
This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International