Siberpunk anlatıya sahip
distopik filmlerde, filmin temasının duygusal paradigmalarından birinin
yabancılaşma olduğu düşüncesinden yola çıkan çalışma, yabancılaşmanın post-modernizmin
vazgeçilmez eşlikçisi olacağına dair bir tanımlama çabası ile başlamış, sinema
filmlerinde distopik anlatı ve siberpunk kültürünü irdelemiştir. Bu kavramsal inşanın ardından seçilen kült filmlerde
yabancılaşmanın siberpunk anlatıda nasıl bir atmosfer öğesi haline geldiği
betimsel analiz yöntemi ile değerlendirilmiştir. Sonuç, post-endüstri dünyasını
tasvir eden siberpunk filmlerde, yabancılaşma öykünün olmazsa olmaz öğelerinden
biridir ve distopik şehirler yabancılaşmanın somutlaşmış mekanı
haline gelmiştir şeklinde özetlenebilir.
The study, which presumed that one of the most important emotional paradigms of dystopic movies with cyberpunk narration is alienation, starts with a description suggesting that alienation will become an indispensable companion of postmodernism, then goes on to examine the dystopian narrative and cyberpunk culture in cinema. After this conceptual construction, the question of how the alienation in the selected cult films became an atmospheric element in cyberpunk narrative was evaluated through the descriptive analysis method. As a result, in cyberpunk films depicting the postindustrial world, alienation is one of the essential elements of emulation, and dystopic cities have become a concrete space of alienation.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 29 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 5 |
This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International