With the life span extension, in many countries undergoing demographic aging stage, being old has started to be discussed more saliently. Moreover, in relation with the needs of the elderly, many aging related problems such as loneliness, poorness, disability, cronical diseases and care have gained currency more frequently. In some studies conducted in our country, it was shown that economic, social and cultural changes lead to some ruptures in the family unity and consequently, in intergenerational relationships and also that being aged is percieved as problem-focused. It was also mentioned that due to many factors such as the lack of ability to carry out daily activities and look after themselves independently, some negative attitudes develop towards old people in the society. Solution proposals to this problem, which is also considered to result in intergenerational conflicts, remain ineffective. Although contemproray political approaches towards elderliness differ from each other depending on societies, the common and the most important point recognised among them is "intergenerational solidarity". In international level, more effective solution proposals to consolidate intergenerational solidarity have been implemented. Among those take place "school based models", which prescribe especially children/young people's and elderly people's coming together. In this study, how children can come together with old people, their sharing and the knowledge and skills they can obtain from this sharing are discussed in connection with some evidence-based practices conducted in other countries. It can be claimed that implementation of such sample models after being adapted to our culture and education system can make contribution to the formation of a "positive perception" towards old and young generations and consequently, to the "strengthening of intergenerational relationships".
Demografik yaşlanma sürecinden geçen pek çok ülkede yaşam süresinin geçmişe oranla çarpıcı bir biçimde uzaması ile birlikte yaşlılık olgusu daha görünür bir biçimde tartışılmaya başlanmıştır. Ayrıca yaşlıların ihtiyaçlarına bağlı olarak yalnızlık, yoksulluk, engellilik, kronik hastalıklar, bakım gibi daha pek çok açıdan yaşlılığa özgü sorunlar sıklıkla gündeme gelmeye başlamıştır. Ülkemizde yapılan bazı araştırmalarda ekonomik, sosyal ve kültürel değişmelerin ailenin birliği ve dolaylı olarak da kuşaklararası ilişkiler açısından kırılmalara neden olduğu, özellikle yaşlanmanın sorun odaklı algılandığı belirtilmektedir. Hatta günlük yaşam ve kendine bakım aktivitelerinin yaşlılar tarafından bağımsız bir biçimde gerçekleştirilememesi gibi pek çok faktöre bağlı olarak yaşlılara olumsuz tutum geliştirildiği ifade edilmektedir. Kuşaklararası çatışmaya da neden olduğu belirtilen bu soruna ilişkin çözüm önerileri ise yetersiz kalmaktadır. Günümüz politikalarının yaşlılık olgusuna ilişkin yaklaşımı her topluma göre farklı olmakla birlikte hepsinde ortak ve önemli olduğu anlaşılan şey “kuşaklararası dayanışma”dır. Dünyada kuşaklararası dayanışmayı güçlendirmeye yönelik daha etkili çözüm önerileri hayata geçirilmiş durumdadır. Bunlar arasında özellikle çocukların/gençlerin ve yaşlıların biraraya gelmesini sağlayan “Okul temelli dayanışma modelleri” yer almaktadır. Bu çalışmada çocukların yaşlı kuşak ile nasıl biraraya gelebilecekleri, karşılıklı paylaşımları ve bu paylaşımlardan kazanabilecekleri bilgi ve beceriler dünyada uygulanan bazı kanıt temelli uygulamalar üzerinden tartışılmaktadır. Bu örnek modellerin kültürümüze ve eğitim sistemimize uyarlanarak uygulanmasının, ülkemizde yaşlı ve genç kuşağa yönelik “olumlu algı” oluşturulmasına ve dolayısıyla “kuşaklararası ilişkilerin güçlendirilmesi”ne katkı sağlayacağı söylenebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2015 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 19 Sayı: 1 |