Salgın zamanları, görüldükleri coğrafyada nüfus, kaynaklar ve çevre üzerindeki yıkıcı etkileri bakımından Ortaçağın önemli buhran dönemleri arasında yer alır. Deprem, sel, geniş çaplı yangınlar gibi doğal afetlere eş değer görülen pandemiler, yetişmiş devlet adamlarını vurması ile siyasi, ordu arasında yayılması ile askeri, nüfusa sirayet etmesi ile de iktisadi ve sosyal bunalımlara yol açmıştır. Salgın hastalıklar Ortaçağ algısında, ilâhi cezalandırma, solunan havanın insan tabiatına muhalif bir biçimde değişmesi, sıçan gibi kemirgenlerin sayısındaki artış, istila ya da düzensiz göç unsurları gibi birden fazla nedene bağlanmıştır. Aynı şekilde Ortaçağda salgınlarla mücadelede de, tanrıya yakarma, ortaçağın hakim tıbbi metotlarına başvurma, tılsımlardan medet umma, salgın hastalık taşıdığına inanılan hayvanlarla mücadele etme, karantina uygulama gibi birden fazla yönteme başvurulmuştur. Eski Anadolu Türkçesi dönemi, devlet adamlarının teşvik ve destekleri ile doğa bilimlerine olan ilginin arttığı bir dönemdir. Bu ilgi Türkçe harici dillerde astronomi, coğrafya, botanik, zooloji gibi alanlarda yazılan eserlerin Türkçeye tercüme edilmesinin önünü açtığı gibi, mezkûr disiplinlere dair yazılan telif eserlerin de sayısının artmasını sağlamış, böylece doğa olaylarının yorumlanmasındaki paradigmayı zenginleştirmiştir. Bu çalışmada, Eski Anadolu Türkçesi eserlerinde salgın hastalıkların nasıl tanımlandığı, hangi nedenlere dayandırıldığı ve salgın hastalıkların öncesi ile vuku bulduğu dönemlerde ne türden önlemler alındığı soruları üzerinde durulmuş, Ortaçağda Anadolu’da görülen çiçek ve tâ’ûn vak’aları üzerinden salgın hastalık algısı ve salgın hastalıklarla mücadele yöntemleri araştırılmıştır.
Disease outbreaks are one of the most prominent crisis in Medieval Ages in terms of devastating effects on population, resources and environment in the regions it happened. Disease outbreaks were considered as an equally bad event as disasters such as earthquake, flood, fire etc. Such outbreaks could cause disarray in armies if they caught the disease, they could cause political crisis if they infected statesman, or they could create social and economic depression if it became an epidemic and infected many individuals of the society. During Medieval Ages, the commonly accepted concepts of how outbreaks happened were: divine punishment, the air people breath turning against human nature, dramatic increase in rodent population, invasions, irregular mass immigration and similar reasons. In par with the reasons given, the commonly accepted concept on how to fight against disease outbreaks were: invocation to God, the medieval medicine knowledge, expecting healing from talismans, fighting against people and animal who were believed to carrying the disease, and quarantine. Old Anatolian Turkish era witnessed statesmen funding and encouraging natural sciences. During the era, many works of astronomy, geography, botanic, zoology etc. were translated into Turkish from other languages, and there was an increase in original texts about these disciplines written in Turkish. In this study, how disease outbreaks were described, what reasons were given for epidemics, and what measures were taken before and during outbreaks in Old Anatolian Turkish texts were observed and analysed. Examples of plagues and smallpox epidemic incidents from Medieval Anatolia were used.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 26 Sayı: 3 |