Bu araştırma, genç yetişkinlerin tercih ettikleri duygu stilleri ile aile aidiyeti arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Tanımlayıcı nitelikteki araştırma 2017 yılında, Konya ilinde yer alan farklı üniversitelerde öğrenim gören araştırmaya katılmaya gönüllü 1748 lisans öğrencisi ile yürütülmüştür. Veriler Katılımcı Bilgi Formu, Duygu Stilleri Ölçeği ve Aile Aidiyeti Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Veriler SPSS.21 istatistik programı ile incelenmiş, analiz sürecinde Bağımsız Gruplar T Testi, ANOVA Testi ve Pearson Korelasyon Analizi Yöntemi kullanılmıştır. Katılımcıların %55,3’ünün kadın, yaş ortalamaları 21, ortalama kardeş sayıları 3 ve aylık ortalama gelirleri 735 olarak bulunmuştur. Katılımcıların %64,6’sı il veya büyükşehirlerde yaşamakta, %47’sinin annesinin ve %34’ünün babasının eğitim durumu ilkokuldur. Araştırma sonucunda kadınların aile aidiyetinin erkeklere göre anlamlı bir şekilde yüksek olduğu görülmüştür. Aile içi şiddet deneyiminin varlığı kendilik ve aile aidiyetini olumsuz etkilemektedir. Anne-babanın eğitim düzeyi ve genç yetişkine karşı tutumları ile aile aidiyeti arasında anlamlı ilişki vardır. Ailenin içinde bulunduğu durumun aile üyelerinin duygularını rahat ifade edebilmeleri açısından önemli olduğu, bu durumun da bireyin aile aidiyeti ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Ebeveynler tarafından aile içi iletişim güçlendirilmesi ve çocukların duygularını ifade etme konusunda desteklenmesi aracılığıyla bireyin aile aidiyetinin artırılabileceği düşünülmektedir.
The aim of this study was to determine the relationship between young adults' preferred emotion styles and family belonging. The descriptive study was conducted in 2017 with 1748 undergraduate students who volunteered to participate in the study in different universities in Konya. Data were obtained by using Participant Information Form, Emotion Styles Scale and Family Belonging Scale. Data were analyzed with SPSS.21 statistical program and Independent Groups T Test, Anova Test and Pearson Correlation Analysis Method were used in the analysis process. 55.3% of the participants were female, mean age was 20.74, average number of siblings was 3.35 and average monthly income was 735. 64.6% of the participants live in provinces or metropolitan cities, 47% of their mothers and 34% of their fathers have primary education. As a result of the study, it was seen that women's family belonging was significantly higher than men. The presence of domestic violence experience negatively affects self and family belonging. There is a significant relationship between parents' educational level and attitudes towards young adults and family belonging. It was found that the situation in the family was important in terms of expressing the feelings of the family members and this was related to the family belonging of the individual. It is thought that individual's family belonging can be increased by strengthening the family communication by parents and supporting children in expressing their feelings.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 31 Sayı: 3 |