Bu çalışma kapsamında cinsiyete duyarlı bir kavramsallaştırma ve metodolojiye dayanarak yoksul kadınların beslenme, barınma, eğitim, sağlık ve sosyal yaşam üzerinden şekillenen gündelik yaşam deneyimleri ve baş etme yöntemleri ele alınmış, bir mücadele yöntemi olarak kullanılan sosyal yardımların işlevi anlaşılmaya çalışılmıştır. Toplumsal cinsiyet ve yoksulluk arasındaki ilişkiden yola çıkarak kadınların kapasite ve hareket alanlarını biçimlendiren ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizlikler yapabilirlik yaklaşımıyla incelenmiştir. Nitel desenle tasarlanan araştırmada, sosyal yardımlardan bir yıl ve daha uzun süre yararlanan 15 yoksul kadın ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çözümleme sonucunda kadınların geçim, yeniden üretim ve tek ebeveyn olarak aile bakımı arasında kesişen konumlarının yoksulluk risklerini artırdığı, yapabilme gücünün kadınlığa ve anneliğe atfedilen rollerle sınırlı kaldığı belirlenmiştir. Yoksulluğun döngüselliğinde, cinsiyet eşitsizliğine dayanan işgücü piyasası ve refah devleti uygulamaları kilit rol oynamıştır. Türkiye’deki sosyal hizmetlerin ataerkillik ve muhafazakâr aile ideolojisi etkisinde olduğu görülmüş, muhtaçlık ve bakım rolleri üzerinden sağlanan sosyal yardımlar kadınların kurumsal yapılara bağ(ım)lı hale gelmesine ve giderek yoksullaşmasına zemin hazırlamıştır.
Based on a gender-sensitive conceptualization and methodology, this study examines poor women's daily life experiences and coping methods shaped by nutrition, housing, education, health and social life, and tries to understand the function of social assistance used as a method of struggle. Based on the relationship between gender and poverty, economic, social and cultural inequalities that shape women's capacities and spheres of action are analyzed through a capability approach. In this qualitatively designed study, in-depth interviews were conducted with 15 poor women who benefited from social assistance for a year or more. As a result of the analysis, it was determined that women's intersecting position between subsistence, reproduction and family care as a single parent increases the risks of poverty, and their ability to do so is limited by the roles attributed to womanhood and motherhood. Labor market and welfare state practices based on gender inequality have played a key role in the cyclicality of poverty. Social services in Turkey have been seen to be influenced by patriarchy and conservative family ideology, and social assistance provided on the basis of neediness and care roles have paved the way for women to become dependent on institutional structures and to become increasingly impoverished.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Hizmetler (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 36 Sayı: 3 |