Basılı metinleri merkeze alan bir kültürel dünyanın Osmanlı şartlarında belirgin hâle gelmesi 1870’lerden sonrasına rastlar. Söz konusu tarihin ardından matbu kitap ve süreli yayınlar piyasası pek çok içeriği ve üretim formatını okurlara farklı biçimlerle adım adım sunmaya başlar. Bu çeşitliliğe ve adede bağlı biçimlenen kültürel daire içinde erbab-ı mütalaa adıyla anılan okurların kitapla arasındaki ilişki ise sadece kitabın metni taşıyan ve görüşleri temsil eden bir obje olmasıyla değil aynı zamanda kitabın kendi hedefledikleri entelektüel kimliği yansıtmasıyla kurulur. Matbuatın değişerek Osmanlı okurları için hiç olmadığı kadar ticarileştiği bu düzende Avrupa dillerinden çevrilmiş ya da yabancı dildeki güncel kitapları almak, kitaplarını yaldızlı ve renkli ciltlerle kaplamak, üstlerine kendi adlarını yazmak ve düzenli bir kişisel kütüphane sahibi olmak bazı metinlerde eleştirilen bir davranış bazılarında ise itibar göstergesi olarak dikkat çeker. Bu tüketici davranışının gelişmesinde kitabın bilgi için bir sembol olmasının yanında tüketim anlayışının daha fazla ve daha güncel kitaba sahip olmaya doğru evrilmesinin etkisi bulunur. Bu makale 19. yüzyıl okurunun nesne olarak kitapla kurduğu ilişkinin yanında kitap ve kişisel kütüphanelerin sembolik anlamlarını farklı türden metinlerden hareketle örneklendirip matbu kitabın okuru ve tüketicisi için temsil ettiği değerleri ele alıyor.
After the 1870s, a cultural world centered on printed texts became evident in Ottoman society. Following this period, the market for printed books and periodicals began to offer a wide range of content and production formats. The cultural milieu shaped by this diversity and quantity established a relationship between books and their readers, known as erbab-ı mütalaa. This relationship was not only defined by books as objects carrying text and representing opinions but also by books reflecting the intellectual identity that readers aspired to. During this transitional period, as the printing press became increasingly commercialized for Ottoman readers, the practice of purchasing up-to-date books translated from European languages, covering them with gilded and colourful bindings, inscribing one’s own name, and maintaining a regular personal library became a visible sign of prestige. This practice was simultaneously criticized in various writings but also desired. In the evolution of consumer behaviour, the book became a symbol of knowledge. Additionally, the growing demand for up-to-date books contributed to the broader understanding of consumption. This paper analyzes the relationship between readers and books as an objects, the symbolic meanings and social uses of books and personal libraries, and the values that printed books represented for 19th-century readers and consumers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarihsel Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 4 |