Osmanlı İmparatorluğunun içtimai nizamında çiftçi sınıfların işgal ettiği mevki meselesi tetkik edilirken, bu sınıfları Batı Avrupa memleketlerinin orta çağında "serf" namı altında tanılan köylü zümreleri ile mukayese etmek ve meseleyi "Türkiye'de servaj var mı idi?" şeklinde vaz ve mütalea etmek adet olmuştur. Bu hususta şimdiye kadar yapılmış olan mukayese tecrübeleri ise, kanaatımızca, aynı derecede hatalı olan şu iki zıt neticeye vasıl olmuş bulunmaktadırlar:
1-İslam hukukuna ait elde mevcut mevzuat, hür insanlarla hakiki köleler arasında mutavassıt bir vaziyette bulunan "Toprak köleleri" tanımamaktadır. Bu suretle, umumiyetle, islam memleketlerinde ve bu arada Türkiye'de hükümran olmuş bulunan islâm hukuku, bu memleketlerde hakiki bir derebeyliğin ve dolayısıyla servaj sisteminin teşekkülüne mani olmuştur.
2-İmparatorluk devri Türkiyesinde "Sürü" manasına gelen Arapça bir kelime ile "reılyd" ismi verilen köylü sınıfdan= vaziyetini ortaçağ Batı Avrupa memleketlerindeki serflerinkinden ayrı farz ve kabul etmeğe imkan yoktur. Türkiye'de de sınıf mücadelesi ve bu arada çiftçi sınıfların amansız bir şekilde istismar kanunu, bilhassa beğler ve ağızlar sınıfı ile teb'a arasındaki din farklarının doğurduğu tezatlarla şiddetlenerek, servaj rejiminin karakteristik bütün tabiiyet şekillerini meydana koymuştur. İmparatorluğun vergi sistemi içinde yer almış bulunan "boyunduruk" ve "gerdek" resimleri ile "çift-bozan" veya "levendlik" tazminatlarının ve diğer bazı vergi isimleriyle mükellefiyetlerin mevcudiyeti bu hususta birer delil olarak gösterilebilir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 1956 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1956 Cilt: 20 Sayı: 78 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.