Tiflis'in 18 km kuzeyinde yer alan Samtavro, Kafkas İberya Krallığı'nın MÖ 300 - MS 580 başkentinin mezarlık alanıdır. 19. yüzyılın sonlarında Avusturyalılar ve Fransızlar tarafından kazılan mezarlık, Son Tunç ve Demir Çağı'nda MÖ 1600-300 yoğun bir şekilde, daha sonra Roma döneminde ve Ortaçağ'ın başlarında MS 100-500 kullanılmıştır.Gürcistan, antik zamanlardan beri doğu ve batı olmak üzere iki ayrı bölüm olarak algılanırdı. Klasik ve Ortaçağ yazarlarının da bu ayrımı belirttikleri bilinmektedir. Günümüzde hala doğu ve batı arasında etnik ve dilsel ayrım bulunmaktadır. İberya Krallığı Doğu Kafkasya'da, MÖ 300de başlayan ve MS 580yılında Sassanilerle olan karşılaşmada yenilgiye uğrayarak son bulan zengin bir krallıktı. Bu zaman süreci kapsamında 7 ayrı soydan 49 kralın, Roma ve Pers krallıklarıyla diplomatik ilişkileri sürdürdüğü bilinmektedir. MS 337de krallık hristiyanlığı kabul etmiş, bundan sonra Bizans İmparatorluğu ile yakın ilişkilere girmeye başlamıştı. İberya Krallığı halkı kimi Anadolu, kimi Transkafkas kökenli birçok etnik gruptan oluşmaktaydı. Kartli'nin başkenti Mtskheta, Helenistik dönemden beri anıtsal mimarisi, kamusal yapıları, hamamları ve villaları ile bilinmekteydi.2008-2009'da Samtavroda arkeolojik çalışmalara yeniden başlanmış, araştırma aşağıda belirtilen dört ayrı bölümden oluşmuştur: Arşiv ÇalışmasıSöz konusu yerleşimle ilgili önceden gerçekleştirilmiş projelere ait olan ve halen Mtskheta ve Tiflis Müzelerinde bulunan çok sayıda harita, çizim ve not içeren yazılı döküman ve arkeolojik buluntuların taranarak değerlendirilmesine başlanmıştır. Jeomanyetik ÇalışmalarÖncelikle eski kazı çalışmalarında kullanılan ana ölçüm noktasının yeri saptanmış, buna göre kazılmış olan açmaların köşe noktaları kolaylıkla belirlenebilmiş ve böylelikle tüm veriler GPS sistemine aktarılabilmiştir. Jeofizik yöntemiyle yapılacak araştırmalarda GPR Ground Penetrating Radar sisteminin en uygun yöntem olduğu görülmüş ve mezarlığın yerinin bulunmasınd bu yöntemin kullanılmasına karar verilmiştir. Daha sonra tüm veriler GIS sistemine aktarılmıştır. Kazı Çalışmaları2008-2009 yılında kazılan mezarlar tipolojik olarak dört ayrı grupta ele alınabilir:Büyüklükleri 190 x 110 cm, derinlikleri 70 cm olan diktörtgen ya da trapezoid biçimli taş döşeli sandık mezarlar. Söz konusu mezarlar genelde ya doğu-batı ekseninde ya da güneydoğu-kuzebatı ekseninde yerleştirilmiştir. İskeletlerden alınan radyokarbon örnekleri bu mezarların 5. ve 6. yüzyıllara tarihlendiklerini ortaya koymuştur.Büyüklükleri 190x 60 cm, derinliği 45 cm olan dar dikdörtgen mezarlar. Bu tür mezarların kenarları 10 adet pişmiş toprak levhadan tegulae yapılmıştır. Radyokarbon örneklerine göre bu tür mezarlar 2. yüzyılla 4. yüzyıl ortalarına tarihlenmektedir.Düz taşlar ile kapatılmış basit toprak çukur mezarlar.Tek bir örnek ile temsil edilen kilden yapılmış lahit mezar Mezar 36 . Söz konusu mezar büyük bir yapının tabanına gömülü şekilde bulunmuştur. Boyutları 197x 91 x 60 cm olan lahit, doğu-batı yönünde yerleştirilmiştir. Lahitin kuzeyi daha sonra buraya kazılan bir sandık mezar tarafından hasar görmüştür.Mezar buluntuları arasında takılar, cam şişeler, fbulalar ve antimon kaplı tunç aynalar, altın yüzükler, ucu altın kaplamalı kemik iğneler, taş ve camdan yapılmış boncuklar, gümüş ve tunç bilezikler sayılabilir. Fiziki Antropoloji ÇalışmalarıFiziki antropoloji çalışmaları sonucunda 24 mezarda en azından 60 birey olduğu saptanmıştır. Mezarlarla ilgili olarak bireylerin cinsiyetleri, yaşları, uzunlukları ve sağlık durumları araştırılmıştır. Mezarlarda görülen önemli bir özellik, taş mezarın tekrar açılıp kemiklerin yerlerinden oynatılmasıdır. Bu durum, resmi olarak hristiyanlığa geçen bu toplulukta halen eski geleneklerin devam ettiğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu da Gürcistan'da bu dönemde mevcut olan politik bir ikilemi vurguladığından dikkat çekicidir.
The vast necropolis at Samtavro, near Tbilisi, Georgia, is accorded primacy in the archaeology of the southern Caucasus for several reasons. Covering an area approximately 20 hectares, it is the largest burial ground in the Caucasus. Its longevity of use is also remarkable. First utilised as a cemetery in the third millennium BC, it peaked during the Late Bronze and Iron Ages, and again in the late Roman and late Antique periods. The cemetery was also intensely used, as is shown by the proximity of the burials, often packed closely together, and, in some cases, stratified. Finally, Samtavro was the main burial ground at Mtskheta during the Iberian Kingdom and witnessed the implantation of Christianity in the fourth century BC. Curiously, though, the burial traditions from the fourth and fifth centuries are not those usually associated with Christian burial practice elsewhere. This paper reports on the results of the first twoyears of renewed excavations carried out by the Georgian National Museum and The University of Melbourne1
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 13 |