Hilmi Ziya Ülken, siyaset ve ahlak felsefesi başta olmak üzere neredeyse bütün çalışmalarında “insan”ı ve “ahlâk”ı meselelerin meselesi olarak değerlendirir ve merkeze alır. Zira ona göre, tüm meseleler insanda odaklaşırlar. Siyaset ve ahlak gibi iki önemli hususiyet de ancak insanı odağına aldığı ölçüde kıymet kazanır. Böyle bir kriterin belirleyici olduğu dünya görüşü, Ülken’in düşüncesinde, insaniyetçilik veya hümanizma olarak karşılık bulur. Söz konusu insaniyetçilik ya da hümanizma düşüncesi, Batı Rönesansı sonrasında ivme kazanan homosentrik düşünceyi çağrıştırmamaktadır. Daha ziyade, Doğu düşünce ve kültürünün izlerinin görüldüğü bir düşünceyi seslendirmektedir. Zira homosentrik tavır alışta Transandantal (Aşkın) alana karşı bir duruş ağırlık kazanırken, Ülken’in sözünü ettiği insaniyetçi düşüncede Teosentrik değerler çerçeveyi belirlemekte, söz konusu çerçevede insan amaç varlık olarak öncelenmektedir. Bu husus, bir tarafta dinamik süreçlerin gerçeklerini bir diğer tarafta da geleneksel değerlerin gerekliliklerini bir arada kabul etmeyi ifade eder. Nitekim “insaniyetçi” perspektifi, Ülken’in hem geleneksele yaklaşımı hem de geleceğe dair görüşü hakkında fikir vermektedir. Aksiyon ve sabitenin bir aradalığını savunan Ülken, “ahlâk” damarından beslenen bir insancıl siyaset teorisi geliştirirken, ahlâkın esası olan “tamamlayıcı fiiller”in koruyuculuğunu da savunmaktadır. Dinamizm ve sabite mevhumlarının bir arada zikredilmesi kolay görünmemekle birlikte, ilke ve hedefler açısından, dinamik süreçlerde de bir sabitenin olması zorunluluk arz etmektedir. Bundan dolayı Ülken, ahlâk ilkelerini ve o ilkeler üzerine kurulu olan ve de söz konusu ilkelerin “koruyucu” olduğu bir siyaset anlayışını esas alır. Farklılıkların ve çeşitliliklerin zenginlik olarak algılandığı; öznelerin bilinçli ilişkileri üzerine kurulu bir milletler federasyonunun teşekkül ettiği; ortak değer ve benzerlikler etrafında dünya insanlarını tek bir devlet haline getirme arzusunun tebellür ettiği bir siyaset teorisi olan “Hâkimiyet”, Ülken’in, “kriz ve ritim”, “integral insan”, “milletler konfederasyonu”, “insaniyet”, “kültürler bütünü”, “mertebeler”, “adalet” vb. meseleleri de içeren ve hümaniter ilkeleri esas alan fütüristik düşüncesini seslendirir. Ülken’in “Hâkimiyet” perspektifi, insanlığın ortak deneyimi ve ortak aklı olarak da kabul edilen tarih ve kültürden ilhamını almaktadır. Söz konusu teori ya da perspektif, insanın aynı zamanda geleceğe ve modernleşmeye yürüyüşünün de serencamını ifade eder. Söz konusu perspektif, idealizm-realizm kutupları arasında realist bir dengenin gözetildiği bir yapı arz eder. Platon, Aristoteles ve Kant’ın da Ülken’in düşünce ikliminde mezcoldukları bir tavır alış olan “Hâkimiyet”, insanın, ahlâkın, toplumun ve devletin devamlılığının da teminatı olarak görülmektedir.
Sevgili hocam ilginiz için teşekkür ediyorum. Çalışmada başarı ve kolaylıklar diliyorum.
Hilmi Ziya Ülken evaluates "human" and "morality" as the issue of issues and places them at the center in almost all of his works, especially in political and moral philosophy. Because, according to him, all issues focus on people. Two important characteristics such as politics and morality gain value only to the extent that they focus on the human being. The worldview in which such a criterion is decisive finds its counterpart in Ülken's thought as humanitarianism or humanism. The idea of humanitarianism or humanism in question does not evoke the homocentric thought that gained momentum after the Western Renaissance. Rather, it voices a thought in which the traces of Eastern thought and culture are seen. While a stance against the Transcendental (Transcendental) field gains weight in the homocentric attitude, theocentric values determine the framework in the humanitarian thought that Ülken mentioned, and in this framework, humans are prioritized as a purposeful being. This means accepting the realities of dynamic processes on the one hand and the requirements of traditional values on the other. As a matter of fact, his "humanitarian" perspective gives an idea about both Ülken's approach to the traditional and his vision for the future. While Ülken, who advocates the coexistence of action and stability, develops a humanistic political theory nourished by the vein of "morality", he also defends the protection of "complementary actions", which are the basis of morality. Although it does not seem easy to mention the concepts of dynamism and constant together, it is necessary to have a constant in dynamic processes in terms of principles and goals. For this reason, Ülken is based on moral principles and an understanding of politics that is based on those principles and that these principles are "protective". Diversity and diversity are perceived as wealth; that a federation of nations based on the conscious relations of subjects is formed; "Domination", which is a political theory manifested by the desire to turn the people of the world into a single state around common values and similarities, is defined by Ülken as "crisis and rhythm", "integral human", "confederation of nations", "humanity", "totality of cultures". ”, “ranks”, “justice” etc. It voices a futuristic thinking that includes issues and is based on humanitarian principles. Ülken's "Domination" perspective is inspired by history and culture, which are also considered the common experience and common wisdom of humanity. The theory or perspective in question also expresses the serencam of the human's walk towards the future and modernization. The perspective in question presents a structure in which a realistic balance is observed between the idealism-realism poles. "Domination", which is an attitude that Plato, Aristotle and Kant also share in Ülken's climate of thought, is seen as the guarantee of the continuity of man, morality, society and the state.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 16 |
Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.