Klâsik Türk Edebiyatı, asıl klâsik formuna XVI. yüzyılda ulaşır. Bu yüzyıl içerisinde Bâkî hariç tutulduğunda üç büyük şair göze çarpar. Bunlar: Necâtî Bey, Zâtî ve Hayâlî Bey’dir. Edebiyat araştırmacılarının görüş birliğine vardıkları hususlardan birisi Necâtî Bey’in Klâsik edebiyatımızın ilk büyük edebî mektebi olduğudur. XV. yüzyılın edebî birikimini kendine özgü bir terkiple damgalayan Necâtî Bey, Bâkî ile zirveye ulaşacak olan tarzın kurucusudur. Necâtî Bey ile Bâkî arasındaki şairlerden Hayâlî Bey, müstesna bir şiir kabiliyeti taşımakla birlikte bir edebî mektep oluşturacak hareket tarzına sahip değildir. Necâtî Bey ile Bâkî arasında ikinci mektep eldeki verilere göre Zâtî’dir.
Zâtî, tezkirelere göre tahsilinin kıtlığına rağmen kabiliyet ve zekâsının üstünlüğü ile kendi döneminin üslup sahibi ve önde gelen bir şairi olarak kabul edilir. Zâtî’nin çok sayıdaki şiiri ve Bayezid Camii avlusundaki remil dükkânı; döneminin genç şairleri için bir mektep, yetişkin şairleri için de bir meclis görevi ifa eder. Zeki, nüktedan, hazırcevap ve kalender bir edebî portre ile tezkirelerde yer alan Zâtî, zaafları ve erdemleri ile tanınmaya değer bir şahsiyet olarak XVI. yüzyıl tezkirelerinde kendisine yer bulur.
Bu makalede XVI. yüzyıl tezkirelerindeki Zâtî maddeleri çerçevesinde dönem içerisinde oluşturulan Zâtî algısı karşılaştırmalı olarak irdelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Zâtî, Necâtî, Bâkî, Hayâlî, Klâsik Türk Edebiyatı, edebî mektep.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |