Osmanlı Devleti, iç ve dış etkenlerin zorlaması, kısmen de yöneticilerinin tercihi olarak Birinci Dünya Savaşı’na girmiş, 4 yıl süren savaştan enerjisini tüketerek ve yenilerek çıkmıştı. Bu yenilginin bedeli, devlet ve millet için maddi manevi bazı kayıplar vermekten çok öte, devletin varlığı ve milletin istikbalinin kaybedilmesi sonucunu doğurmuştu. Bu şartlarda karşılaşılan varlık-yokluk ikileminde, bir şekilde var olmaya devam edecek bir çıkış yolu aranması ve gündeme gelen çıkış yolları bakımından farklı kesimlerden değişik siyasi görüşler benimsenmiş ve gündeme getirilmişti. Devleti savaşa sokan dönemin yöneticileri ve siyasi çevreleri, muhalifleri tarafından mevcut durumun sorumluları olarak siyasette ve vicdanlarda mahkûm edilmişti. Bu çevreler, İtilaf Devletlerinin, özellikle İngiltere’nin himayesinde yapılabilecek makul bir barış anlaşması ile zayıf da olsa devletin varlığının, küçülmüş de olsa vatanın bütünlüğünün korunmasının mümkün olacağına inanmışlardı. Bu siyaseti olumsuz etkileyecek her türlü hareket ve davranışı zararlı görmüşlerdi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2022 |
Kabul Tarihi | 24 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |