Türk edebiyatının hatırat türünde ilk örneği olan Babur-nâme, Babur’un on iki yaşında Fergana tahtına çıkması ile başlayıp, ölümünden bir yıl öncesine kadar olan zaman içindeki maceralarını anlatmaktadır. Ömrü taht mücadeleleri ve savaşlarla geçen Babur, bu eserinde başından geçenleri sade ve akıcı bir üslup benimseyerek her yönüyle gözler önüne sermiştir. Fergana, Kabil ve Hindistan olmak üzere üç ana bölümde kaleme alınan eser, zamanının iyi belgelenmiş coğrafi, idari, diplomatik ve sosyo-kültürel konularına dair bir bilgi kaynağı olarak kabul edilmiştir. Eserde aynı zamanda Babur’un da şahit olduğu ölüm hadiseleri bulunmaktadır.
Tarih boyunca insanların algılamaya çalıştığı ölüm olgusunun Babur-nâme’de ilgi çekici örneklerine rastlanmıştır. Bu çalışmada, tarihsel süreç içerisinde Gök Tanrı inancı çevresindeki yazıtların oluşturduğu Orhun Türkçesi döneminden, Maniheist, Budist çevrede oluşan Eski Uygur Türkçesi döneminden ve İslami Türk çevresinin ilk eserlerini içeren Karahanlı Türkçesinden ölüm kavramını karşılayan bazı ifadelere yer verilmiştir. Daha sonra ise çalışmamızın temelini oluşturan Babur-nâme metnindeki ölüm kavramı gruplandırılarak açıklanmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 23 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |