Dilbilgisi çalışmalarında sözcük türleri ele alınırken genel olarak isim, sıfat, zamir, zarf, fiil, edat (çekim edatı), bağlaç (bağlama edatı) ünlem (ünlem edatı) başlıkları açılır ve dildeki sözcükler bu sekiz türe göre değerlendirilir. Bunların yanında bazı araştırmalarda pekiştirme edatına da yer verilir. Böylece sözcük türü sayısı dokuza çıkar. Edatlar hariç dildeki diğer sözcüklerin tür değerlendirmesi hem yapı hem de bağlam göz önünde bulundurularak yapılır. Edatlar, kalıplaşmış sözcükler olduğundan ilk değerlendirmeleri yapılarına göre değil bağlam ve anlam özelliklerine göre yapılır. Edatlar, dildeki sözcüklerin asıl, yan veya mecaz anlamlarının haricinde bir anlam kazanmasıyla oluştuklarından onların anlamsal özelliklerine dikkat etmek gerekir. Bu durum, göz önünde bulundurulmadığında hangi sözcüklerin edat olarak kabul edilmesi gerektiğinde de sıkıntılar yaşanır. Bu çerçevede, incelenen dilbilgisi çalışmalarının bazılarında özellikle çekim edatlarının ve ünlem edatlarının “edat gibi kullanılan isimler/adlar/sözcükler”, “ünlem gibi kullanılan isimler/adlar/sözcükler”, “edat olarak kullanılan isimler/adlar/sözcükler”, “ünlem olarak kullanılan isimler/adlar/sözcükler” biçimlerinde değerlendirildiği görülür. Bu da sözcüğün ait olduğu türle ilgili kafa karışıklıkları oluşturmaktadır. Aynı durum “adlaşmış sıfat” ifadesi için de geçerlidir. Bu da bir belirsizlik oluşturmaktadır. Halbuki, bir sözcük yapı, bağlam ve anlam özelliklerine göre değerlendirildiğinde dokuz sözcük grubundan birine dahil edilmelidir. Bu da herhangi bir sözcüğün “… gibi kullanılan isim/ad/sözcük”, “… olarak kullanılan isim/ad/sözcük” biçimlerinde değerlendirilmesiyle mümkün görünmemektedir. Çünkü bir sözcük çekim edatı veya ünlem edatı olduğunda dilbilgisel anlam kazandığından doğrudan isim olmaktan çıkar. “Adlaşmış sıfat” ifadesi de aynı anda iki sözcük türünü birden işaret etmesi bakımından sorunludur. Çünkü bir sözcük adlaştıktan sonra sıfatlığı zikredilmemelidir. Aynı biçimde sıfatlaştıktan sonra da adlığı zikredilmemelidir. Söz konusu çalışmada burada dikkat çekilen durumlara değinilmiş ve sözcük türleri ayrımı çerçevesinde bir değerlendirme yapılmıştır.
When discussing word types in research, nouns, adjectives, pronouns, adverbs, verbs, postpositions, conjunctions, and interjections are generally mentioned and the words in the language are evaluated according to these eight types. In addition, some studies also include the intensive particle. Thus, the number of word types becomes nine. Except for grammatically meaningful units, the types of other words in the language are determined by considering structure and context. Postpositions are evaluated according to their context features and meanings. Since postpositions are formed when words in the language acquire a meaning other than their actual, connotative, or figurative meanings, it is necessary to pay attention to their semantic properties. When this situation is not taken into consideration, problems may occur in accepting some words as postpositions. In this framework, in some of the grammar studies examined, especially postpositions and interjections are evaluated as “nouns/nouns/phrases used as postpositions”, “nouns/nouns/phrases used as interjections”, “nouns/nouns/phrases used as postpositions”, “nouns/nouns/phrases used as interjections”. This creates confusion about the type of word. The same applies to the expression “adjective nominalization”. This creates uncertainty. However, when a word is evaluated according to its structure, context, and meaning, it should be included in one of the nine lexical groups. This does not seem to be possible by evaluating any word in the forms of “a noun/name/phrase used as ...” or “a noun/name/phrase used as ...”. Because when a word becomes a preposition or an interjection, it ceases to be a direct noun as it gains grammatical meaning. The expression “adjective nominalization” is also problematic in that it refers to two types of words simultaneously. Because once a word becomes a noun, it is no longer an adjective. Likewise, once it becomes an adjective, it is no longer a noun. In this study, the situations noted here are addressed and evaluated in terms of differences in word types.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 81 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License