XIII. yüzyılda ortaya çıkarak dünya devletleri arasında büyük bir korku ve kaosa neden olan Moğollar, savaşçılık özellikleri ve uyguladıkları savaş stratejileri dolayısıyla önemli başarılar kazanmışlardır. Çok geniş bir coğrafyaya yayılan Moğollar, buralarda farklı isimlerde devletler kurmuşlardır. Bu devletler Cengiz Han’ın oğulları ve torunları tarafından kurulduğundan onların isimleriyle varlık göstermiştir. Cengiz Han ile siyasî bir kimlik kazanan Moğollar, yerleşik hayata geçişle beraber devletleşmeye ve teşkilâtlanmaya önem vermişlerdir. Devlet teşkilâtı noktasında özellikle hassasiyet gösteren Moğollar, farklı ülkelerden birçok devlet adamı getirtmek suretiyle bu alanda tecrübe kazanmaya ve devlet içi teşkilâtlanmayı sağlamya çalışmışlardır. Bu konuda da farklı ülkelerdeki tecrübeli devlet adamlarından önemli ölçüde faydalanmışlardır. Özellikle Uygur Türklerinin Moğolların teşkilâtlanma süreçlerinde birinci derecede rol oynadığı bilinmektedir. Zira onların devlet teşkilâtı hususunda oldukça başarılı oldukları bilinen bir gerçektir. Elbette ki bu etkileşim sadece Uygur Türkleriyle sınırlı kalmamış, Moğolların Çin coğrafyasında söz sahibi olmasıyla beraber Çinli devlet adamları da önemli idari görevlere getirilmiştir. Hatta teşkilâtlanma hususunda onların da tecrübelerinden mümkün olduğunca faydalanılmıştır. Bu çerçeveden bakıldığında Moğolların farklı milletlerden birtakım teşkilât ve idare sitemlerini aldığı ve uyguladığı görülmektedir. Kozmopolit bir teşkilâtlanma ve idare sistemi çerçevesinde şekillenen Moğolların uygulamalarından biri de hiç şüphesiz hükümdar ve ailesinin şahsî mülkü olarak kabul edilen İncû topraklardır. Özellikle Uygur ve Moğol metinlerde geçen İncû kelimesi çeyiz ve miras anlamları taşımakta olup hükümdarın şahsî bir kumbarası olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda makale; İncû kelimesinin etimolojisini, bu topraklar dolayısıyla Moğol hükümdarları arasında yaşanan anlaşmazlıkları İncû toprakların idaresi ve gelirleri hakkında önemli bilgileri Farsça ve Arapça ana kaynakların yanı sıra güncel araştırma eserlerden de faydalanarak ortaya koymayı hedeflemektedir.
The Mongols, who emerged in the 13th century and caused great fear and chaos among the world powers, achieved significant success due to their warrior nature and the military strategies they employed. Spreading vast geography, the Mongols established various states under different names in these regions. Since these states were founded by the sons and grandsons of Genghis Khan, they existed under their names. With Genghis Khan, the Mongols gained a political identity, and as they transitioned to a settled lifestyle, they began to prioritize state formation and or. The Mongols, who were particularly sensitive regarding state organization, sought to gain experience and ensure internal structuring by bringing many politicians from different countries. In this regard, they greatly benefited from the experienced politicians of various nations. It is primarily known that the Uyghur Turks played a primary role in the Mongols organization processes, as they were highly successful in matters of state. Of course, this interaction was not limited to the Uyghur Turks. As the Mongols became influential in Chinese territories, Chinese politicians were appointed to important administrative positions, and their experience was utilized as much as possible in matters of organization. From this perspective, it is evident that the Mongols adopted and implemented various organizational and administrative systems from different nations. One of the practices shaped within this cosmopolitan organizational and administrative structure was undoubtedly the İnju lands, considered the ruler's and his family's personal property. The term İnju frequently mentioned in Uyghur and Mongol texts, carries meanings such as dowry and inheritance and is regarded as the ruler’s treasury. In this context, the article aims to present the etymology of the term İnju, the disputes over these lands among Mongol rulers, and essential information about the administration and revenues of the İnju lands, based on primary Persian and Arabic sources as well as contemporary research works.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ortaçağ Asya Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 84 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License