15 Temmuz kalkışmasında önemli ilkler yaşanmıştır ve bunlardan en göze çarpanı da meclis binası başta
olmak üzere bazı önemli kamu binalarının orduya ait hava araçlarıyla ilk defa vurulmuş olduğu gerçeğidir.
Yine bu kalkışma sırasında ilk defa sivillere bu kadar yoğun bir biçimde yaylım ateşleri açılmış, buna
mukabil sivil halkın direnişi de ilk defa bu kadar sert ve ödünsüz olmuştur. Önceki darbelerde darbecilerin
kontrolüne giren kitle iletişim araçları, bu kalkışmada darbeciler tarafından kontrol altına alınamaması
darbe girişiminin başarısız olmasında büyük rol üstlenmiştir. Cumhurbaşkanı’nın vatandaşları meydanlara
direniş için davet etmesiyle kısa sürede sosyal medyada örgütlenen çok sayıda kişi kısa sürede tankların ve
silahlı askerlerin önüne kendilerini siper etmiş, silahlı saldırılar sonucunda 173 sivil şehit olmuştur. Bütün
bunlar olurken başka bir kesim de yaşananlara sessiz kalmış veya ATM’lere ve marketlere olası bir iç savaş
tehdidi nedeniyle akın etmiştir. Kalkışma sürecinde sosyal medyadaki hareketlilik dikkate alındığında bu iki
kesimin de sosyal medyada üretilen içeriklerden etkilendikleri ve buna paralel davranışlarda bulundukları
anlaşılmaktadır. Her iki grubun olayları kavrama, tutum edinme ve davranışta bulunma sürecine etki
eden unsurları çözümlemek, ülkenin refahına ve toplum barışına doğrudan etki edebilecek güçteki bu tarz
girişimlerin önlenmesi için elzemdir. Bu amaçla gerçekleştirilen çalışmada kalkışma süreci ve sonrasındaki
sosyal medya hareketliliği kitlelerin olaylara gösterdikleri tepkilerle birlikte analiz edilmektedir. Çalışmada
15 Temmuz kalkışması sürecinde yaşananların sosyal medyadaki farklı yansımalarını temsil eden iki adet
etiket (hashtag) ve iki adet görsel, R.Barthes’ın Göstergebilimsel Düz/Yan Anlam Çözümlemesi yöntemiyle
ele alınırken hükümete yakın ve muhalif çevrelerin birbirinden farklı tutumlar takınması ve sergilenen
kolektif eylemler de İbn Haldun’un Asabiyet Kuramı çerçevesinde incelenerek kitlelerin birbirinden farklı
tavırlar takınmasında medyanın rolü analiz edilmiştir. Bulgular, ülkemizdeki toplumsal barışı tehdit eden
ve ayrımcılığı pekiştiren unsurları özetlemekte; ayrıca Asabiyet Kuramının özellikle ülkemizdeki toplumsal
olayları çözümlemede ne kadar önemli bir yöntem olduğunu göstermektedir.
During the July 15th Coup Attempt in Turkey, many firsts were experienced. The Grand National Assembly
of Turkey and other state buildings were bombed by Turkish warplanes led by putschist pilots, the civilians
were fusilladed intensively and their resistance was strong and uncompromising. Yet, the media subordinate
to the putschists in previous coup attempts played a crucial role in the failure of the putschists in this coup
attempt. Just after the President’s call to civilians for resistance in the squares, many people, who were
organized in the social media platforms, shielded themselves against soldiers and tanks immediately, but
the soldiers of junta could manage to kill 173 civilians. Meanwhile, another part of the society kept their
silence and went to ATMs or markets in fear of a probable war. When the activities in the social media
within the process of the coup attempt are considered, it can be figured out that both parts of the society
were influenced by the social media contents and that they acted accordingly. An in-depth analysis of
the elements that affect the perception, and reactions within these two different segments of the society,
attitude-development and action-taking of these two parts is vital for the prevention of such attempts which
have the power to directly influence the well-being of the country and the peace of the society. For this
purpose, in this study, social media activities and the reactance of the masses pre – and intra-coup attempt
are analyzed. Two hashtags and two visual contents representing the different reflections of the process
of the 15th of July Coup Attempt in the social media are analyzed through Roland Barthes’s Semiological
Denotation/Connotation Model, and the role of the media in the assumption of different attitudes of the
masses are examined by scrutinizing the different attitudes of both pro – and against-government parties
and the collective actions through the Asabiyyah theory of Ibn Khaldun. Findings summarizes factors
that are threating the social peace and reinforcing discrimination; and furthermore, they show why it is
important to adopt the Asabiyyah theory to understand such social events.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi'nde yayımlanan tüm makaleler Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.