The Byzantine Empire fell into great instability in the second half of the XIth century, following the fall of the Macedonian Dynasty (867-1056). During this period, many of Byzantium’s mighty families rebelled to become the founders of a new dynasty. These struggles for power led to major weaknesses in the Empire’s border defences. John Doukas was the most important kingmaker in the second half of the XIth century, a period of some turning points for the Empire. From 1057 to the end of the 1080s, John stood out as a decisive figure in Imperial politics.
John Doukas was honoured with the title of Caesar by his older brother Constantine X (1059-1067). The title of Caesar made John an important centre of power in the ensuing struggles. As the most senior member of the Doukas family, John patronised Empress Eudokia and her son Michael after the death of Constantine X. When Eudokia was unable to resist the Turkish raids that posed a great threat in Anatolia during these years, she married Romanos Diogenes and put him on the throne. However, when Romanos IV (1068-1071) did not respect the suzerainty of Eudokia and her son Michael, John intervened. John and his son Andronikos put their treasonous plan into practice during the Battle of Malazgirt and caused Romanos IV to be captured by Sultan Alp Arslan. This was a very important turning point that changed the nature of Byzantine-Seljuk relations and caused the Empire to lose Anatolia.
Having eliminated Romanos IV, Caesar John Doukas placed his nephew Michael VII (1071-1077) on the throne. However, he soon fell out of favour with Michael VII and was sent on a suicide mission against the Norman rebel Rouselios. On this mission, John was defeated and captured by Rouselios. As a result, he was proclaimed Emperor as Rouselios’ puppet. This betrayal was another turning point that led Michael VII to use the Turks in Byzantine internal struggles and to the acceleration of Turkish conquests in Anatolia. Even after Michael VII was deposed, John played a role in various plots and internal conflicts in order to keep the Doukas family in power. As a result, John put the interests of the Doukas family ahead of the interests of the Empire, causing irrecoverable losses. This study focuses on the activities of John in the second half of the XI century and his role in the disasters the Empire suffered.
Ioannes Doukas John Doukas Doukas family Byzantine Empire Turks
Bizans İmparatorluğu, Makedon Hanedanı’nın (867-1056) ortadan kalkmasının ardından, XI. yüzyılın ikinci yarısında ciddi istikrarsızlık içine düşmüştür. Bu süreçte, Bizans’ın kudretli ailelerinin pek çoğu yeni bir hanedanın kurucusu olmak amacıyla isyan etmiştir. Bu iktidar mücadeleleri İmparatorluğun sınır savunmasında büyük zafiyetlere sebep olmuştur. Ioannes Doukas, İmparatorluk açısından bazı dönüm noktalarının yaşandığı XI. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli iktidar simsarlarından biridir. Ioannes, 1057’den 1080’lerin sonuna kadar İmparatorluk siyasetinde belirleyici bir figür olarak öne çıkmıştır.
Ioannes Doukas, ağabeyi X. Konstantinos (1059-1067) tarafından Kaisar unvanı ile onurlandırılmıştır. Kaisar unvanı, müteakip mücadelelerde Ioannes’i önemli bir iktidar odağı hâline getirmiştir. Doukas ailesinin en kıdemli üyesi olan Ioannes, X. Konstantinos’un ölümünün ardından İmparatoriçe Eudokia ve oğlu Mikhail’i himaye etmiştir. Eudokia, bu yıllarda Anadolu’da büyük bir tehdit oluşturan Türk akınlarına karşı koymakta aciz kalınca Romanos Diogenes ile evlenerek onu tahta çıkarmıştır. Fakat IV. Romanos (1068-1071), Eudokia ve oğlu Mikhail’in saltanat hukukuna saygı göstermeyince Ioannes devreye girmiştir. Ioannes ve oğlu Andronikos, tertipledikleri ihanet planını Malazgirt Savaşı esnasında uygulamaya koymuş ve IV. Romanos’un, Sultan Alp Arslan’a esir düşmesine sebep olmuşlardır. Bu, Bizans-Selçuklu ilişkilerinin mahiyetini değiştiren ve İmparatorluğun Anadolu’yu kaybetmesine neden olan çok önemli bir dönüm noktasıdır.
IV. Romanos’u bertaraf eden Kaisar Ioannes Doukas, yeğeni VII. Mikhail’i (1071-1077) tahta oturtmuştur. Ancak çok geçmeden VII. Mikhail’in gözünden düşmüş ve Norman isyancı Rouselios’un üzerine bir intihar görevine gönderilmiştir. Ioannes bu görevde Rouselios tarafından mağlup ve esir edilmiştir. Sonuçta, Rouselios’un kuklası olarak İmparator ilân edilmiştir. Bu ihanet, VII. Mikhail’in Türkleri Bizans’ın iç mücadelelerinde kullanmasına ve Anadolu’daki Türk fetihlerinin hız kazanmasına neden olan bir başka dönüm noktasıdır. Ioannes, VII. Mikhail tahttan indirildikten sonra da Doukas ailesinin iktidarda kalması için türlü entrikalarda ve iç çatışmalarda rol oynamıştır. Sonuç olarak, Ioannes, Doukas ailesinin çıkarlarını İmparatorluğun çıkarlarının önünde tutarak telafisi imkânsız kayıplara neden olmuştur. Bu çalışmada, Ioannes’in XI. yüzyılın ikinci yarısındaki faaliyetleri ve İmparatorluğun yaşadığı felaketlerdeki rolü üzerinde durulmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bizans Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 5 Sayı: 1 |
TÜRKAV Kamu Yönetimi Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.