1990’ların başından itibaren Sovyet hâkimiyeti altındaki Türk toplulukları bağımsızlıklarına kavuştu. Sovyet dönemi yaklaşık yetmiş yıl devam etmişti. Sovyetlerden önce aynı
coğrafya Çarların hâkimiyetindeydi. İki dönemi birçok açıdan birbirinin devamı olarak görebiliriz. Türk coğrafyasında derin etkileri olan bu iki dönemi kolonyalizm başlığı altında incelemek gerekir. Kolonyalizm yaklaşık beş yüz yıl süren bir sistemdi ve dünyanın her bir bölgesinde derin etkileri oldu. Kolonyalist devletlerin uygulamaları birbirine göre farklılıklar arz etmektedir fakat sistemin ve sürecin yapısı gereği benzerlikler daha fazladır. Batı’nın kendi dışındaki toplumlara bakışındaki ortaklıklara karşıt olarak kolonyal hâkimiyete maruz kalan toplumların tepkilerinde benzerliklerin olması gayet tabiîdir. Türkiye’de oryantalizm eleştirilerinde genel olarak Batı’nın Doğulu algısına odaklanma olduğunu söyleyebiliriz. Hâlbuki kolonyalizm bir mekân olarak Doğu’nun ele geçirilmesi fikri üzerine kurulmuştur. Bu ayrımı fark eden Edward Said, İngiliz ve Fransız edebiyatını Doğu’nun ele geçirilme isteği bakımından ele almıştır. Bu isteğin bir karşıtlığa sebep olması kaçınılmaz bir durumdur. Ruslar için de aynı durum geçerlidir. Onlar da toprak isteği ile Türk coğrafyasına yöneldiler. Türklerin de kolonyalist taleplere karşıtlık üretmesi gayet tabiîdir. Bu makalede karşıtlık üretenlerden Bahtiyar Vahapzade’nin İki Ġorḫu adlı manzumesi incelenmiştir
Bahtiyar Vahapzade Azerbaycan Türk edebiyatı Rus edebiyatı kolonyalizm oryantalizm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 7 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2022 Sayı: 43 |