Şiirde atasözü ve deyimlere yer vermek, konuşma dili unsurlarını kullanmak, hayat sahnelerini ve reel tabiat unsurlarını şiire yansıtmak, he ce ölçüsüyle şiir yazmak, bütünüyle veya çoğunlukla Türkçe kelimelerle örülmüş şiir söylemek, tarihi olaylardan bigane kalmayıp bunları da şiire yansıtmak gibi özellikler, genellikle bir akıma bağlılık olarak değerlendirilmiştir. Söz konusu edilen edebi bir akımsa bunu oluşturan ve akım olarak kabul edilmesini sağlayan bazı temel ölçütlerin mevcudiyeti kaçınılmazdır. Bu ölçütler de belli başlı temsilciler, teorik altyapı ve sanatkarı o akıma bağlayabilecek ve musahibi olarak kabul edip manevi desteğini arkasında hissettirebilecek hususlar gibi belli başlı maddeler olarak özetlenebilir. Birçok değerlendirmede Mahallileşme Cereyanı olarak nitelendirilen bu konuyu değerlendirmenin ve tartışmanın gerekliliği açıktır. Bu çalışmada klasik edebiyatımızın mahalli yönü üzerine genel bir değerlendirmeden sonra Necati Bey örneğinden yola çıkarak şiirde atasözü ve deyim kullanımının, bir akıma tebaiyet olup olmadığı tartışılmaya çalışılacaktır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 6 |