Çalışmanın amacı Türk Dış Politikasında Kerkük Referandumunun inşacılık
kuramı ve kültür olgusu üzerinden incelenmesidir. İkinci Dünya Savaşı ile hem siyaset
biliminde hem de uluslararası ilişkiler disiplininde önemi anlaşılmaya başlanan
kültür, 1990’lı yıllardan itibaren açıklayıcı bir fenomen hâlini almıştır.
Kültürün uluslararası siyasetteki önemi fark edilmiş ancak soğuk savaş dönemi
boyunca realizm ve liberalizm yaklaşımları uluslararası siyasette baskın
kuramsal konumunu sürdürmüştür. Kültür kavramını siyaset bilimi ve uluslararası
siyasette merkezî konuma yerleştiren inşacılık (constructivism) kuramının
ortaya çıkışı ise 1990’lı yıllara denk gelmektedir. Bu kuramsal arayışta en
büyük etken; Aydınlanma ile ortaya çıkan “rasyonalitenin” iç siyasette ve
uluslararası ilişkilerde olayları açıklamada yetersiz kalmasıdır. Bu durum,
kültürün analiz birimi kabul edilmesi ile inşacılık kuramının uluslararası
ilişkiler kuramları arasında yerini almasını sağlamıştır.
Çalışma
kuramsal ve uygulamalı olarak iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde inşacılık
kuramı ekseninde uluslararası ilişkiler ve dış politikada kültür olgusunun
merkezî konumuna odaklanılmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise bu kuram
çerçevesinde kültürün Türk dış politikası davranışı üzerindeki etkisi analiz
edilmektedir. Analiz, Nisan 2017-Kasım 2017 tarihleri arasında Kuzey Irak
Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasında yaşanan “Kerkük referandumu”
tartışması üzerine Türk dış politikası karar vericilerinin ürettikleri
söylemler üzerinden gerçekleştirilmektedir.
İnşacılık Dış politika Rasyonalite Söylem Analizi Kültür Kerkük Referandumu
The purpose
of the study is to examine the Kirkuk Referendum in Turkish Foreign Policy
through the theory of constructivism and of the cultural feature. The
importance of culture that became prominent after the Second World War in
political science and in the discipline of international relations, developed
into an interpretative framework since the 1990s. Although the importance of
culture has been recognized in international politics, realist and liberal approaches
maintained their theoretical domination throughout the Cold War. The emergence
of the theory of constructivism, placed the concept of culture in central
position in political science and international politics since the 90s. The
most important factor in this theoretical development was that the
"rationality" that emerged with the Enlightenment was insufficient to
explain events both in domestic politics and in international relations. Thus
the theory of constructivism by accepting the culture as an analytical tool
took its place among theories of international relations.
The study consists of two parts: a theoretical and
a case study. The first part focuses on the central place of culture in foreign
policy and international relations based on the constructivist theory. The
second part analyses the effect of culture on the manifestations of Turkish
Foreign Policy within the framework of the said theory. The analysis is based
on the discourse produced by the Turkish Foreign Policy decision makers during
the "Kirkuk referendum" discussions, that took place between Kurdish
Regional Government in Northern Iraq and Turkey from April 2017 to November
2017.
Culture Constructivism Foreign Policy Rationality Discourse Analysis Kirkuk Referendum
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 29 |