Kopenhag Avrupa Konseyi Zirvesi’nden bu yana yirmi yıldır, Avrupa Birliği, kurumlarıyla birlikte Avrupa’da insan haklarının en önde gelen savunucularından olagelmiştir. Bu kurumlar içerisinde azınlık hakları konusuna en fazla yoğunlaşan organ Avrupa Parlamentosu olmuştur. Avrupa Parlamentosu’nda görüşülen önergelerde, normlarda ve değerlerde insan hakları ele alınırken bu çerçevede azınlık hakları da hak ettiği ilgiyi görmüştür. Ancak 1993’e kadar AB gündeminde temel bir politika konusu olarak azınlık hakları yer almamıştır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin bağlayıcı hukuku içerisinde azınlık haklarıyla ilgili tanımlama henüz yoktur. Tüm bunlara rağmen, 1993 yılındaki Kopenhag katılım kriterleri ile birlikte azınlık haklarına saygı gösterilmesi olgusu AB adayı ülkelerde demokratikleşme programının olmazsa olmazı hâline gelmiştir.1830 yılında Yunanistan bağımsızlığını kazandığında bu ülkede tam dört farklı etnik grup vardı: Yunanlar, Arnavutlar, Türkler ve Ulahlar. 1981 yılında AB üyesi olan Yunanistan yönetimine göre kendi devletleri sadece tek kökene sahiptir ve tek ırktan oluşmuştur. Bu etnik saflaştırma politikası Ortodoksluk ve Helenistik temellere dayanır. Ortodoks Hristiyanların bulunduğu her yerin Yunanistan olduğunu iddia ederler. Bu durum Yunanistan’da Türklerin yoğunlukta olduğu Batı Trakya bölgesindeki yerel yönetimleri de etkilemektedir. Çalışma Avrupa Birliği’nin azınlık tanımlaması ve azınlık hakları kavramları çerçevesinde Yunanistan’ın azınlık politikalarını ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki yerel kamu hizmetlerinin durumunu incelemektedir
Mınorıty Polıcıes In Greece And Local Governments In Western ThraceFor the last two decades since Copenhagen Summit of European Council, European Union, along with its institutions, has been one of the champions of human rights in Europe. European Parliament has is the institution which has concentrated most on the issue of human rights. Resolutions, norms and values discussed at and accepted by European Parliament mentioned human rights; within this framework the issue of minority rights also received the attention that it deserved. However, until 1993, minority rights were not accepted as a basic policy issue on the agenda of EU. In addition, there is no definition regarding minority rights within the bounding laws and regulations of European Union. Despite all these, with the Copenhagen accession criteria accepted in 1993, the phenomenon of respecting the minority rights has become an indispensable part of the democratization program in EU candidate countries. When Greece gained its independence in 1830, there were four different ethnic groups in the country: Greeks, Albanians, Turks and Wallachians. According to the administrators in Greece, which became a member of the EU in 1981, there is only one ethnical root in the country and it is made of one single race. This ethnical purification policy is based on Orthodoxy and Hellenistic foundations. They claim that every place where Orthodox Christians live is Greek territory. This situation has consequences on the local governments in Western Thrace region which is mostly populated by Turks. This study examines the minority policies of Greece within the framework of minority definitions and minority rights concepts of European Union as well as the situation of local public services in the regions with Turkish population
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 4 Sayı: 21 |