Short-short story called “Karakış”, which is included in Ferit Edgü’s work Doğu Öyküleri, has a structure consisting of twelve sentences and fifty words in total. Given a plane in which five of these sentences are interrogative sentences, and others are considered answers to these sentences, it seems that the dialogue technique, which is one of the most important features of small stories, is preferred. No narrator mediates the conversations of Halit and Hoca mutually. In this conversation, which takes place in a new context created by direct imagery, unlimited opening is provided by the “last sentence”, in which the structural semantic depth of short-short story is provided.
Layers of semantic density with this “last sentence”, the whole depth structure in the understanding of the individual is revealed. In this study, space inventions will be examined in the process of making sense of themselves through associative style beyond the concrete appearance of structural elements such as time, space, and person in short-short stories. These elements, which are not given directly, will be expanded with philosophical, psychological and sociological references to the layers of meaning revealed by imagesality contained in the last sentence, “we will return to ourselves”. In this study, in which the problem of self is centered, the themes that short-short stories stand out in thematic planes will also be examined in this context.
Ferit Edgü Short-short story "Karakış" space self ontology introversion
Öz
Ferit Edgü’nün Doğu Öyküleri adlı eserinde yer alan “Karakış” adlı küçürek öykü, toplamda on iki tümce, elli sözcükten oluşan bir yapıya sahiptir. Bu tümcelerden beşinin soru tümcesi olduğu, diğerlerinin de bu tümcelerin cevabı sayıldığı bir düzlem dikkate alındığında küçürek öykülerin en önemli özelliklerinden biri olan diyalog tekniğinin tercih edildiği görülür. Karşılıklı olarak Halit ve Hoca’nın konuşmalarına herhangi bir anlatıcı aracılık etmez. Dolaysız bir biçimde imgelemin oluşturduğu yeni bir bağlam içinde gerçekleşen bu konuşmada, küçürek öykülerin yapısal olarak anlamsal derinliğinin ortaya çıktığı “son tümce” ile sınırsız açılımın imkânı sağlanmış olur.
Anlamsal yoğunluğun katmanları bu “son tümce” ile küçürek öykülerin bireyi kavrayışındaki bütün derinlikli yapı ortaya çıkar. Bu çalışmada küçürek öykülerde zaman, mekân, kişi gibi yapısal unsurların somut görünümünün ötesinde çağrışımsal üslup aracılığıyla kendilerine anlamlama sürecinde yer buluşları incelenecektir. Doğrudan verilmeyen bu unsurların, son tümce olan “kendi içimize döneceğiz” ibaresinde yer alan imgeselliğin ortaya çıkardığı anlam katmanlarının felsefi, psikolojik ve sosyolojik göndermeleriyle açılımları sağlanacaktır. Kendilik sorunsalının merkeze alındığı bu çalışmada küçürek öykülerin tematik düzlemlerde öne çıkardığı temalar da bu bağlamda incelenecektir.
Ferit Edgü Küçürek Öykü "Karakış" mekân kendilik ontoloji içe dönme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 24 Sayı: 2 |