After Ottoman Empire had to retreat from the Balkans, a significant Turkish population remained in the states founded. Majority and dominant before, the Turkish population became minority then. Not only the heart breaking incidents occurred during the immigration which started in the 19th century and proceeded tragically but also the pressure and intimidation policies of the newly founded governments caused various traumas in the Balkan Turks’ mind and soul. Nevertheless, centennially cultural accumulation through the Ottoman times and efforts to form and preserve a contemporary literature continued among the Turkish people of the Balkans. It is an important duty to reciprocate the efforts of the Balkan Turks, in general for Turkey and specifically for the universities. Undoubtedly, contributing with organisations like conferences, symposiums and panels is a part of this duty to preserve the Turkish culture and literature in the region. However, it is believed that the culture and contemporary literature productions’ introduction and education tried to be preserved by the Balkan Turks are crucial as an deficiency is noticed especially in the education that is taught prominently in Turkish literature and Turkish Language Teaching departments of the social domains of the Turkish universities. In this study, fundamental periods, representatives and essential productions of the Balkan Turks literature along with how the Balkan Turks’ culture finds a place in Turkish university education will be examined with references. Considering that the newly graduated teacher candidates and young Turkologists are not fully informed about the Balkan Turks literature and culture, introducing and teaching the Turkish presence in the Balkans and literary activities of the region is important as it shows the language, culture and history unity of the Turkish people, proves that the Balkans are Turkish land and connects the ties between Balkan Turks and Turks of Turkey.
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilmek zorunda kalmasının ardından, bu bölgede kurulan yeni devletler içerisinde ciddi sayıda bir Türk nüfusu da varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Bu Türk nüfusu, Balkanlar’ın genelinde yüzyıllardır “çoğunlukta” ve “hâkim” konumda iken, yeni dönemde “azınlık” durumuna düşmüştür. Gerek 19. yüzyılda başlayan ve çok sancılı bir şekilde süren göç sürecinde yaşanan acı olaylar, gerekse yeni kurulan yönetimlerin Türk nüfusa yönelik baskı ve yıldırma politikaları, Balkan Türklerinin zihin ve ruh dünyasında çeşitli sarsıntıların yaşanmasına neden olmuştur. Her şeye rağmen; Balkanlar’da yaşayan Türkler arasında, gerek Osmanlı Devleti döneminden gelen yüzyılların kültür birikimi, gerekse çağdaş bir edebiyat oluşturma ve sürdürme çabaları devam etmiştir. Balkanlar’da yaşayan Türklerin bu çabalarına karşılık, genel olarak Türkiye’ye, özel olarak da üniversitelere büyük bir görev düşmektedir. Bu bölgedeki Türk kültürü ve edebiyatının yaşatılmasına konferans, sempozyum, panel gibi organizasyonlarla katkı sağlamak bu görevin bir bölümüdür şüphesiz. Ancak, özellikle Türkiye üniversitelerinin başta Türk dili ve edebiyatı ve Türkçe öğretmenliği bölümleri olmak üzere sosyal alanlarında verilen eğitimlerde, bu konuda bir eksikliğin bulunduğu göze çarpmakta olup, Balkan Türklerinin korumaya çalıştıkları kültürün ve çağdaş edebiyat ürünlerinin yeterince tanıtılması ve öğretilmesinin gerekliliği hayatî bir önem taşımaktadır düşüncesindeyiz. Araştırmamızda; Balkan Türkleri edebiyatının belli başlı dönemleri, temsilcileri ve bunların başlıca eserleri ile Balkan Türkleri halk kültürünün, Türkiye’deki üniversite eğitiminde nasıl ve ne şekilde yer alıp almadığı konusu örneklerle incelenecektir. Üniversiteden mezun olan öğretmen adaylarımızın, genç Türkologların Balkan Türkleri edebiyatı ve halk kültürü hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları gerçeğinden hareketle, Balkanlar’daki Türk varlığını ve bu coğrafyada hayat bulan edebi faaliyetleri yeni nesile tanıtma ve öğretmenin; Türklerin ortak dil, kültür ve tarih birliğini göstermesi, Balkanlar’ın bir Türk yurdu olduğunu ortaya koyması ve Balkan Türkleri ile Türkiye Türkleri arasındaki bağları güçlendirmesi bakımından önemli olduğu sonucuna varılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |