Yaşamın
değiştirilemez gerçeklerinden birisi olan ölüm, geride kalanlara derinden tesir
eden bir olgudur. İnsanlık tarihi kadar eski olan ölüm, bütün dinler ve felsefî
düşünceler tarafından derinlemesine irdelenmiştir. Ölümün yansımaları toplumdan
topluma değişiklik göstermiştir. Bu değişiklik o toplumların sanat eserlerine
de yansımıştır. Türk kültüründe de bolca işlenen ölüm, beraberinde farklı
türlerin gelişmesini sağlamıştır. Bu türler ve bu türleri kullanan şairler
yüzyıllar boyu bu beşerî gerçeği farklı açılardan değerlendirmiştir.
İslamiyet’i bir teslimiyet olarak gören Türk kültürü, ölüme bir yok oluş değil
başlangıç olarak bakmıştır. 19. yüzyıldan itibaren romantizm akımının da
etkisiyle ölüm, kendi başına sorgulanır bir kavram halini almıştır. Akif Paşa,
Abdülhâk Hâmit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem gibi Tanzimat Dönemi
sanatçılarıyla ölüm, metafizik bakış açılarıyla işlenmiştir. Ölümün
sorgulanması, Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin gibi Servet-i Fünun
sanatçılarında ve Ahmet Haşim gibi Fecr-i Âti sanatçılarında da kendini
göstermiştir. Bu çalışmada Milli Edebiyat Dönemi’nin bağımsız sanatçılarından
Mehmet Âkif Ersoy’un “Mezarlık” şiiri ve bu şiirde “ölüm” kavramına bakışı
irdelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 11 |