İlk söyleyicisi belli olan ve daha sonra
söyleyicisi unutulup anonimleşen, Türk halk şiirinin en eski türlerinden biri
olarak kabul edilen ve hece ölçüsünün her kalıbıyla yazılmış, bentleri ikilik,
üçlük ve dörtlük; bağlantıları bir dizeden başlayıp beş veya daha fazla
olabilen türküler; halkın, maddi-manevi olaylardan etkilenerek duygularını,
hayallerini ve düşüncelerini belli bir ezgi ile dile getirdiği anonim ürünlere
“türkü” denir. Türküler bir milletin düşüncesini ortaya çıkarmada önemli
ürünlerdir. Alevi-Bektaşi
düşüncesi var olduğu dönemden itibaren sosyal hayatta her zaman önemli bir yere
sahip olmuştur. Bazı araştırmacılar Alevi-Bektaşi düşüncesini bir inanç
sistemi, bazıları ise bir yaşam biçimi olarak değerlendirilmiştir. Bu
değerlendirmeler çerçevesinde Alevi-Bektaşi düşüncesi varlığını geçmişten
günümüze kadar devam ettirmiş hala da devam ettirmektedir. Alevi-Bektaşi
düşüncesi içerisinde de türkülerin önemli bir yeri vardır. Âşıkların sade dil
kullanarak saz eşliğinde söylediği türküler Alevi-Bektaşi düşüncesinin doğrudan
halka ulaşmasını sağlayarak halkın duygularına tercüman olmuştur. Bu özgün
söyleyişlerden dolayı âşıklar, halk tarafından saygın, ulu kişi olarak kabul
görmüşlerdir. Âşıklar tarafından dile getirilen bu türkülerin dinsel ritüel törenlerinde
söylenmesinin yanında Alevi-Bektaşi düşüncesinin sözlü kültür ortamında
yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 12 |