Klâsik Türk Edebiyatı XIII-XIX. yüzyıllar arasında
Arapça-Farsça kelime ve terkiplerin yer aldığı bir dille geniş bir coğrafyaya
yayılmış altı asırlık bir edebiyat geleneğidir. Bu gelenek dâhilinde hem manzum
hem mensur türlerde birçok sosyal unsuru kendisine konu edinmiştir. Bunlar
arasında belki de en çok yer alanlardan biri yeme-içme unsurudur. Zaruri
ihtiyaçlar dışında bir de keyfiyet taşıyanlar vardır ki kahve bunlardan
yalnızca biridir. Keşfi efsanelere konu olmuş ‘kara inci’ enfes tadı, davetkâr
kokusu sayesinde bir dinlenme vesilesi ile sohbetlerin de bahanesidir.
Divanlarda sosyal hayata dair belli başlı unsurlar arasında yer alan bir içecek
olan ‘kahve’ şairlerce çeşitli
beyitlerde işlenmiş, üzerine gazeller, münazaralar ve hatta mersiyeler yazılmıştır.
Divan şairleri diğer birçok sosyal konuda olduğu gibi kahvenin günlük hayata
girişinden itibaren, çevresinde oluşan olaylara kayıtsız kalmayarak şiirleri
içerisinde çeşitli şekillerde kullanmışlardır. Kahveyi genellikle rengi, şekli, keyif vericiliği,
dönem dönem yasaklanması ve şarap ile karşılaştırılması yönlerinden ele
almışlardır. Birçok divan taranarak elde edilmiş olan bu çalışmada kahvenin
divan şiirinde kendine edindiği yer üzerinde
durulmuştur. Bu çalışmalarımız aracılığı ile Türk kültürüne kaynaklık edecek
nice beyitleri ilim âlemine tanıtmak birincil amacımızdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 13 |