Trakya’nın savunması otuzlu yılların ortasından başlayarak Türkiye’nin en öncelikli güvenlik sorununa dönüşür. Lozan Barış Antlaşması ile silahlardan arındırılarak “gayri askeri” bir duruma getirilen Trakya’nın savunmasını zorlaştıran sınırlamaları ortadan kaldırmak otuzlu yılların ikinci yarısında Türkiye dış politikasının en önemli önceliği haline gelir. Bu öncelik uyarınca 1933’te Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nin değiştirilmesi için Milletler Cemiyeti katında girişimler başlatan Türkiye aynı evrede Trakya’yı askeri sınır bölgesine dönüştürecek kararları uygulamaya koyar. Trakya’nın askeri güvenlik bölgesine dönüşmesi sürecinin bir bütün olarak kavranması için 1934’te Trakya Umumî Müfettişliği’nin kurulması gibi yönetsel önlemler, 1934 İskân Kanunu gibi yasal düzenlemeler, “1934 Trakya Olayları” gibi yetkililerin el altından desteklediği uygulamalar, Çanakkale Savaşlarını anmak için yapılan törenlerin 1934’te ulusal düzeyde düzenlenmesi gibi değişiklik kararları, 1935’te başlayan 1936 ve 1937’de boyutları genişletilerek gerçekleştirilen askeri manevralar gibi olgular göz önünde bulundurulmalıdır. Makale Trakya’nın askeri güvenlik bölgesine dönüştürülmesi sürecini savaş arası döneme özgü güvenlik artırıcı önlemlerin sonucu olarak değerlendirmektedir.
Trakya Umumî Müfettişliği 1934 Trakya Olayları 1934 İskân Kanunu Trakya askeri manevraları Montreux Boğazlar Sözleşmesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Dizinler:
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.