Modernizmin özerklik paradigmasına şüpheyle yaklaşan birçok sanatçı, sözel ve görsel sanatlar (resim, heykel, şiir vb.) arasındaki geleneksel ayrımları tartışmaya açmıştır. Özellikle kavramsal sanatçıların eserlerinde nesneler sözcüklere, sözcükler nesnelere dönüşür. Dil, bir bakıma eserin estetikleşme sürecinin mekânı olup çıkar. Tipografik unsurlara plastik bir özerklik ve nesne benzeri bir mevcudiyet kazandırıldığı görülür. Sanatçının varlık nedeninin, sanatın özünü/kökenini tanımlamak olduğunu savunan kavramsal sanatçılar gibi Marcel Broodthaers de özerklik ya da ortama özgüllük diye adlandırılabilecek modernist şemanın karşısında konumlanır. Bu bağlamda, Broodthaers’in seri işleri, “düşünce olarak sanat” eseri diye tanımlanabilecek bir kategoriye yerleşir. Sanatı sanata dair teorik düşünümün kipi olarak üretmeyi vaat eden bu tür bir anlayış söz konusu olduğunda sanat eserinin üretim sürecini tekil mecralar üzerinden okumak da güçleşir. Üstelik böyle bir durumda çağdaş sanatçı, bir ressam, bir fotoğrafçı, bir heykeltıraş olmaktan ziyade, yalnızca sanatçı gibi görünür. Başka bir deyişle sanatçı, eleştirmen, küratör ve yönetmen hepsi aynı yaratıcı kaynakta birleşir. Buna karşın, bu yaratıcı kaynağın, gösterge/meta üretim mantığı karşısındaki tavrının, diğer bir deyişle sanat piyasası içindeki tutumunun ikircikli olduğu söylenebilir. Bu sorunu aşmak için çağdaş sanatçının, sanatın metalaşması tehlikesine karşı yeni stratejiler geliştirmesi gerekmiştir. Bu bağlamda çağdaş sanatın ortam sonrası (İng. post-medium) koşullarını ilan eden Broodthaers’in eseri, tekil sanatlarının sonunu ima etmekle kalmaz, estetik ve değişim değerini üst üste bindiren mantığı da ifşa eder. Bu makalede, mevcut sanatçı şablonunun dışına çıkarak yerleşik estetik biçimleri dönüştüren Broodthaers’in düşüncesi ve hayali bir müze kurgusu içinde meta ile sanat arasındaki ilişkileri yeniden kurgulayan eserleri ele alınmıştır. Böylece, teorik düşünce ile sanat, nesne ile dil, üretim ilişkileri ile toplumsal ilişkiler arasındaki bağı sorgulayan bir sanatçıdan yola çıkarak geleceğin ileri sanatına katkı sunmak amaçlanmaktadır.
Marcel Broodthaers Kavramsal Sanat Sanatların Karşılıklılığı Ortam-Sonrası Sanat Rebüs
Many artists, skeptical of modernist dialectic (i.e. the autonomy paradigm), have questioned the traditional distinctions between verbal and visual arts (painting, sculpture, poetry, etc.). Especially in the works of conceptual artists, objects become words, words become objects. Language, in a way, becomes the space of the aestheticization process of art object. Thus, typographic elements acquire a plastic autonomy and object-like presence. Like the Conceptual artists who argue that the ontological labor of the artist is to define the essence/origin of Art, Marcel Broodthaers positions himself against the modernist scheme that can be called autonomy or “medium-specificity”. In this context, his serial works fall into a category that can be defined as “art as idea”. When such a dialectic promises to produce art as a theoretical reflection on art, it becomes difficult to read the production process of the art object through singular mediums. Moreover, the contemporary artist introduces himself simply as an artist, rather than a painter, a photographer, or a sculptor. In other words, the artist, critic, curator, and director all fuse into the same creative source. However, it can be said that the attitude of this creative source towards the logic of sign/commodity production, that is to say, its attitude within the art market, is ambivalent. To deal with that dilemma, contemporary artists had to develop new strategies against the risk of commodification of art. In this context, Broodthaers' œuvre, which declares the post-medium conditions of contemporary art, not only implies the end of singular arts, but also reveals the logic that overlaps aesthetic and exchange value. In this article, the theoretical view of Broodthaers, who went beyond the existing artist template and transformed established aesthetic forms, and his works, which reconstructed the relations between commodity and art within an imaginary museum setting, were discussed. Thus, it is aimed to contribute to the progressive art of the future, starting from an artist who probes the nexus between theoretical thought and art, object and language, production relations and social relations.
Marcel Broodthaers Conceptual Art Reciprocity of Arts Post-Medium Art Rébus.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Kültür Politikası, Güzel Sanatlar, Disiplinlerarası Sanat, Enstelasyon/Yerleştirme Sanatı, Görsel Kültür, Sanat Tarihi, Sanat Teorisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 16 |