Bu çalışma, 18.yy Aydınlanma düşünürlerinden Immanuel Kant’ın eğitime yaklaşımının işlevselci bir bakışla açıklanmasını amaçlamaktadır. Eğitime işlevselci bir yaklaşım, eğitimin diğer toplumsal kurumlarla etkileşimli bir şekilde makro açıdan ele alınmasıdır. Eğitimin toplumdaki işlevinin özünde ise bireyin toplumla uyumlaştırılması ve toplumun sürekliliğinin sağlanması yer almaktadır. İşlevselcilikte toplum, bir organizma olarak kabul edilmektedir ve herhangi bir kısımdaki aksaklığın ortaya çıkması durumunda işlevsel olan toplumun kendini yenileyebildiği varsayılır. Aydınlanma düşünürleri, toplum hakkındaki görüşlerini geliştirirken insanmerkezli bir yaklaşım sergilemişlerdir; bu eksende özellikle Rousseau’nun Emile adlı yapıtında geliştirdiği insanın doğuştan iyi olduğu, fakat insan elinde bozulduğu fikrinin birçok Aydınlanmacı düşünürü etkilediği söylenebilmektedir. Aydınlanma düşüncesinde temel olan insan aklı ve onun kullanılmasıdır. Kant, yaklaşımında bireyselci bir özellik sergilemesine rağmen, onun eğitimle nihai amacı topyekun tüm insanlığın ahlaki mükemmelliğe ulaştırılmasıdır. Bunun sağlanmasında ise serbest eğitim ile okul eğitimini önemsemektedir; nitekim serbest eğitimle bireyin toplumsallaşması, okul eğitimi ile de gelecekte icra edeceği mesleğe yerleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu yüzden Kant’ın eğitim düşüncesi işlevselci paradigmaya paralel bir boyutta olup, denge-uyum ve süreklilik fikirlerine yakındır
This study intends to clarify Immanuel Kant’s an 18th century Enlightenment thinker thoughts on education in the light of functionalist approach. Functionalist approach to education aims at analyzing society in a macro level in which society is thought as inter-institutional interaction. Socialization of human being and the continuity of the society are the cores of the functions of education in a society. In functionalism, society is accepted as an organism and if there occurs a disorder it is assumed that society should heal itself. Enlightenment thinkers put human in the center of their understanding the society; in this context the idea, developed by Rousseau in the work Emile, that human is endowed purity and goodness but corrupted in the hands of society considerably affected various thinkers in the Enlightenment period. The fundamental issue in this period is the human mind and its use. Although Kant presents an individualistic approach, his ultimate goal with education is to make total humanity attain moral perfection. To achieve this goal he places importance on free and school aspects of education. In fact it is aimed to socialize the human in free education and to provide them with a certain occupation in schhol education. Kant’s thoughts on education, accordingly is close to balance-adaptationdurability and continuity that are parallel to functionalist characteristics
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 4 Sayı: 8 |