Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli bir mevzuat eksikliği olmamasına rağmen, yasal düzenlemelerin caydırıcı yaptırımlarla desteklenmemesi nedeniyle istenen sonuçlar alınamamakta, bunun sonucunda ise Türkiye’de meydana gelen iş kazası sayıları ve oranları, özellikle ölümlü iş kazası sayıları ve oranları, diğer gelişmiş ülkelere nazaran yukarılarda olmaya devam etmektedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) de mevzuat ihlallerine karşı öngörülen ve uygulanan yaptırımların caydırıcı olması gerektiği, caydırıcı yaptırımlar olmadan ihlallerin önüne geçilemeyeceği, ayrıca yaptırımların ihlalin ağırlığı ile orantılı oldukları sürece ciddiye alınabilecekleri görüşündedir. Çalışma mevzuatı ile ilgili AB direktiflerinde de, idari yaptırımların ihlalin ciddiyetiyle ilişkili olarak, ölçülü, yeterli, etkili, orantılı ve caydırıcı olması gerektiği hususlarının özellikle altı çizilmiştir.
Bu çalışmanın konusunu, çalışma hayatı ile iş sağlığı ve güvenliğinin en önemli sorunlarından biri olan idari para cezalarının caydırıcılığı sorunu oluşturmaktadır. Çalışmada, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda öngörülen idari para cezalarının bir kısmı caydırıcılık açısından incelenerek konuya ilişkin tespitler yapılmış ve çözüm önerileri getirilmiştir. Bu tespit ve öneriler yapılırken, idari işlemin unsurlarından amaç unsuru ve idari para cezalarına hakim olan ilkelerden ölçülülük ilkesi göz önünde bulundurulmuştur.
6331 İş Sağlığı ve Güvenliği İdari Para Cezası Caydırıcılık Ölçülülük İlkesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 22 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 18 |