The history of civilization is also the history of the struggle with nature. Human recognition of the environment in which it exists and the subsequent effort to rule over the environment are the main points in the development line of the history of civilization. In the modern period, when the instant victories taken against nature in this reigning effort became sustainable life-threatening, the relationship between nature and man was re-discussed. In the discussions, many thoughts have been put forward about the development of this consciousness, while ecological consciousness is the main point. One of them, eco-evolution, has been a movement that draws attention to the relationship between ecology and culture by bringing together human, nature and literature in order to create awareness and consciousness towards nature. In recent environmental discussions, the relationship that modern man has established with nature has been criticized, while the relationship between man and nature in the traditional structure of society and the traditional ecological knowledge that develops accordingly has become important. Although traditional ecological knowledge is a cumulative knowledge based on rural life, it can also create space within urban life, which is the living space of modern society.
The aim of this article is to examine the relationship between ecology and culture. For this, legends were chosen as cultural products. As an example, the Legends chosen together with local culture will be considered to see the symbolic meaning that society imposes on nature, the impact of geography on human culture, how people approach the environment in the traditional structure of society, and what value judgments are. In this way, traditional ecological perspectives reflected in myth narratives will be revealed. For this purpose, the city of Sanliurfa was identified as a model area and the myth narratives reflecting the sociocultural structure of this city were studied.
Sanlıurfa Urban Legends Eco-Criticism Traditional Ecological Knowledge
Uygarlık tarihi doğa ile girişilen mücadelenin de tarihidir. İnsanın içinde var olduğu çevreyi tanıması ve ardından gelen çevre üzerinde hüküm sürme gayreti, uygarlık tarihinin gelişim çizgisindeki temel noktaları oluşturmaktadır. Bu hüküm sürme gayreti içerisinde doğa karşısında alınan anlık zaferler, sürdürülebilir yaşamı tehdit eder hâle gelince modern dönemde doğa-insan ilişkisi yeniden tartışmaya açılmıştır. Yapılan tartışmalarda ekolojik bilinç esas noktayı oluştururken bu bilincin geliştirilmesi hususunda birçok düşünce ortaya atılmıştır. Bunlardan biri olan ekoeleştiri, doğaya karşı farkındalık ve bilinç oluşturma gayesi içerisinde insan, doğa ve edebiyatı bir araya getirerek ekoloji ile kültür arasındaki ilişkiye dikkat çeken bir akım olmuştur. Yakın dönemde yapılan çevreci tartışmalarda, modern insanın doğa ile kurduğu ilişki eleştirilirken geleneksel toplum yapısındaki insan-doğa ilişkisi ve buna bağlı olarak gelişen geleneksel ekolojik bilgi önem arz eder bir duruma gelmiştir. Geleneksel ekolojik bilgi her ne kadar kırsal hayat temelli kümülatif bir bilgi olsa da modern toplumun yaşam alanı olan kent hayatı içerisinde de kendine alan oluşturabilmektedir.
Bu makaledeki amaç ekoloji ile kültür arasındaki ilişki incelenmektedir. Bunun için kültürel ürün olarak efsaneler seçilmiştir. Örnek olarak seçilmiş olan efsaneler yerel kültürle birlikte düşünülerek toplumun doğaya yüklediği simgesel anlam, coğrafyanın insan kültürüne etkisi, geleneksel toplum yapısı içerisinde insanların çevreye nasıl yaklaştığı ve değer yargılarının neler olduğu görülmeye çalışılacaktır. Böylece efsane anlatılarına yansıyan geleneksel ekolojik bakış açıları ortaya çıkarılacaktır. Bunun için Şanlıurfa kenti örnek alan olarak belirlenip bu kentin sosyokültürel yapısını yansıtan efsane anlatıları incelenmiştir.
Şanlıurfa Kent Efsaneleri Ekoeleştiri Geleneksel Ekolojik Bilgi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Özgün Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 5 |