Adopted by the Ru school,
founded by Confucius, and especially after the Han dynasty (202 BC-220 AD) in
China's imperial period, two different understandings of justice, “concealment
among relatives” and the “punishing one's own relations in the cause of
justice”, which emerged during the period of Chun Qiu(770 BC-476 BC) and was appreciated
by people had maintained their mutual existence in Chinese history. These two
conceptions of justice directly influenced China's imperial period (212 BC-1912
AD) and even the modern period legal system.
However, as a result of the
adoption of the Ru school of the sovereigns during the Han dynasty, the main
basis of the Ru school, “ritual” (li 礼), was included in the laws, and the principle of staying
faithful to the fidelity among the relatives which is the most basic of the
traditions was protected by laws. This legal protection continued to exist during
the periods of the later emperors. This understanding adopted by the Chinese
feudal legal system against the pure understanding of justice, although it was
subjected to various criticisms such as favoritism of the offender and
hindrance of the finalization of justice, it has been extended and regulated in
the laws and has continued its effect in a long historical process as a typical
sign of the enactment of ritual.
In contemporary law, there are
similar norms implemented by various countries in different ways. Although
these norms are interpreted in different ways in the doctrine, the main point
is that the natural principles of human existence should be included to a
certain extent in state laws.
Relative Family Duty of Loyalty Concealment of Crime Confucianism
“Akrabanın
suçunu gizleme” anlayışı Konfuçyüs’ün kurucusu olduğu Ru ekolü tarafından
benimsenmektedir. Özellikle Han Hanedanlığı (HanChao汉朝) döneminden (M.Ö 202-M.S 220) sonraki Çin’in imparatorluk dönemi
hukuk sisteminde önemli yer utmaktadır. Bu anlayış ile Chun Qiu (春秋) döneminde (M.Ö
770-M.Ö 476) ortaya çıkan, ve sonraki uzun tarihi süreçte zamanla halk arasında
kendine yer bulan “adalet için akrabadan dahi vazgeçmek” (dayimieqin 大义灭亲) anlayışı iki
farklı adalet anlayışı olarak Çin topraklarında uzun tarihi süreçte beraber
varlığını sürdürmüştür. Bu iki adalet anlayışı Çin’in imparatorluk dönemi
(M.Ö.221-M.S 1912) hatta modern dönem hukuk sistemini doğrudan etkilemiştir.
Ne var ki, Han Hanedanlığı döneminde
hükümdarların Ru ekolünü benimsemeleri sonucunda, Ru ekolünün temel dayanağı
olan “örf-adet”in (li 礼) yasalarda yer
almaya başlamıştır. Bununla beraber örf-âdetin temeli olan akrabalar arasındaki vefa borcuna
sadık kalma anlayışı
yasalarla korunmaya alınmıştır. Bu yasal koruma sonraki imparatorluk
dönemlerinde de varlığını sürdürmüştür. Salt adalet anlayışına karşı, özellikle
Çin feodal hukuk sisteminin benimsediği bu anlayış, suçluyu kayırma, adaletin sağlanmasına
engel olma gibi çeşitli eleştirilere maruz kalmasına rağmen, yasalarda kapsamı genişletilerek
düzenlenmiştir. Ve örf-adet kurallarının yasalaşmasının tipik belirtilerinden
biri olarak uzun tarihi süreçte etkisini devam ettirmiştir.
Çağdaş hukuk kurallarında çeşitli ülkeler
tarafından farklı şekillerde hayata geçirilen benzeri düzenlemeler yer
almaktadır. Bu düzenlemeler doktrinde farklı açılardan yorumlansa da, temel
çıkış noktası insanın insan olarak var oluşundaki doğal prensiplere devlet
yasalarında belirli ölçüde yer verilmesi gerekliliğidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ekim 2019 |
Kabul Tarihi | 20 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 4 |