Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini eleştirel bir perspektiften değerlendirmeyi amaçlayan bu makalede, Türkiye’nin AB’ne katılım sürecinin, Türkiye ekonomisinin ve kurumsal yapısının neoliberal yeniden yapılanma çerçevesindeki dönüşümünde etkin bir rol oynadığı ileri sürülmektedir. Ancak, katılım sürecini değerlendiren AB Komisyonu tarafından, AB’nin genişleme stratejisine atfedilen “dönüştürücü güç”, katılım sürecinin yavaşlamasında da yansımasını bulduğu gibi, 2008 küresel finansal krizi sonrasında tartışmalı hale gelmektedir. Ülke yönetiminde belirginleşen otoriterleşme eğilimi ile birlikte, “demokrasi ve temel haklara saygı”nın, ilişkilerin geleceği için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha hatırlatan Gümrük Birliği’nin modernizasyonu önerisi, Türkiye’nin müzminleşen AB üyeliği macerasının yerinde saydığını göstermektedir.
Türkiye-AB ilişkileri AB katılım süreci AB’nin dönüşürücü gücü neoliberal yeniden yapılanma
This article aims to provide an alternative critical reading of Turkey-European Union (EU) relations, by contending that Turkey’s EU accession process has been instrumental in changing the contours of the transformation of Turkish economy and its governance as part of its neoliberal restructuring. However, the “transformative power” attributed to the EU’s enlargement strategy by the EU Commission has been somewhat debatable since the 2008 global financial crisis as reflected in the slowdown of the accession process. With the rising authoritarian tendencies in its domestic governance, the protracted saga of Turkey’s quest for the EU membership is back to square one, as the proposal for the modernisation of the Customs Union underlines “respect for democracy and fundamental rights” as an indispensable basis for the future of the relations.
Turkey-EU relations EU accession process EU’s transformative power neoliberal restructuring
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |